Ülkemizin vatandaşları tasarrufludur, bizde ak parayı kara güne ayırmak adeti yaygındır. Bununla birlikte insanlarımız, güvenli ve getirisi olan mevduatları seviyor. Orta düzey maddi imkanlara sahip sıradan vatandaşlar için banka mevduatı, tasarrufun en makul yoludur. Banka mevduatı güvenli olup özel bir fonla garanti altına alımıştır, ayrıca tasarruf gelirlerine getirilen tarışmalı vergiye rağmen bundan kısa süre öncesine kadar uygun faiz oranları da sağlıyordu. Ülke halkının tasarruflu tutumu, güvensizlik hissini vererek harcamaları dizginleyen kriz durumu da teşvik ediyor. Kriz artık böylesine korku verici olmasa da vatandaşlar tasarruf etmeyi sürdürüyor ve halkın banka mevduatları, son dönemde 19 milyar avro gibi etkileyici rakamlara ulaşıyor. Hem de istatistik verilerine göre tasarruf lüksü bulunan vatandaşların oranı ancak yüzde 33’te kalırken, yıllık tasarruf edilen para miktarı ise ortalama 200 avro kadar mütevazi bir tutarda olurken… Şirketlerin paraları da eklenirse bankalardaki mevduat toplamı, devletimiz için rekor olan 29 milyar avroyu buluyor.

Vatandaşların ve şirketlerin kendilerine emanet ettikleri bu gayet büyük para miktarı ile bankalar ne yapıyorlar bakalım... Bankaların parayı hazinelerinde tutmadıkları aşikardır. Finans kuruluşlarının sağladıkları kredilerin tutarına bakılırsa tasarrufların neredeyse tamamı, özel sektör ve hanelerin kredilendirilmesinde kullanılmıştır, çünkü sağlanan kredilerin toplamı 27 milyar avroyu, tasarrufların toplamı ise 29 milyar avroyu buluyor. Büyük ihtimalle bu durum ülkedeki bankaların iyi performansını da sağlıyor, zira bankalar parayı dondurmayıp getiri sağlıyorlar.

Mevduatlarda izlenen bu artış trendinin sürüp sürmeyeceği sorusunun yanıtı, faiz seviyelerinde yaşanan son gelişmelerden sonra tek anlamlı değildir. Geçen yılda ortalama banka mevduatı faizi yüzde 3,76 olurken bu yılın başından bu yana izlenen kalıcı düşüş sonucu şu anda faiz oranı yüzde 3’e inmiş durumda. Yani bir yandan mevduatlar ülke nüfusunun gözünde cazibesini yitiriyor, öte yandan ise likiditesi yeterince büyük olan bankaların yeni ve taze finans kaynaklarına iştahı azalıyor.

Bu arada uzmanlar, ekonomide hissedilir büyümenin yaşanması halinde bankaların kredilendirme iştahı tekrar açılacak ve onlar yeni finans kaynakları celbetmek üzere daha cazip faiz oranları sunmak mecburiyetinde olacaklar.

Çeviri : Tanya Blagova