Yolunuz Bulgaristan kuzeyinin iç bölümüne düşerse, Pleven tarafına uğramayı ihmal etmeyin. Orada Mozole, Skobelev Parkı, “1877 Pleven Destanı” Panoraması, üç müze evi, Romen anıt kabir ve Grivitsa köyündeki anıt parkı gibi Bulgaristan için kurtuluş savaşı olan 1877-78 Rus-Türk Savaşı ile ilgili tarihi yerler sizi bekliyor. Pleven şehri, Tuna nehri ile Stara Planina Balkan dağına eşit mesafede, Tuna ovasının kalbinde yer alıyor. Pleven Belediyesinin askeri tarih müzeleri, Bulgaristan’ın Osmanlı hakimiyetinden kurtulduğu 1878 yılından kısa süre sonra kapılarını açan ülkemizin en eski müzeleri arasında yer alıyor.
© Fotoğraf: panorama-pleven.com
Pordim şehrinde “ I. Karol Kral Hazretleri” müze evinde topçu salonu.
Pleven’de bulunan müzelerin çoğu yılın her mevsiminde haftanın her günü ziyaretçilere açıktır. Turistlerin Pleven’e akını, onyıllardır kesilmiyor. Gerek açık havada, gerekse müze binalarında Pleven şehri, 5 ay süren kuşatmanın ve Kurtuluş Savaşında Türk birlikleri ile Rus Ordusu arasındaki çatışmalara tanıklık eden eşsiz silahlar, savaş haritaları, askeri formalar ve saymakla bitmeyen daha birçok nesneyi koruyor. Pleven askeri tarih müzeleri müdürü, tarih uzmanı doç. Milko Asparuhov, bir makalesinde şunları yazıyor:
© Fotoğraf: panorama-pleven.com
“Savaş sürerken Pleven şehri, büyük askeri, siyasi ve tarihi önem kazandı, Pleven destanı ise şehir tarihinin en önemli dönemlerinden birine dönüşüyor. Pleven’deki çatışmalar, uzunluğu itibari ile, birlik sayısı ve can kaybı itibari ile Kurtuluş Savaşının seyri ve savaştaki zafer açısından kilit önem taşıyan en geniş çaplı olaylar arasında yer alıyor. O güne kadar kimsenin bilmediği küçük bir şehir, 1877 yılında dünya topluluğunun dikkatini, heyecanlarını, umut ve hayranlığını çekiyor üzerine. Özgürlük Pleven’den, Pleven’in çamurlu siperlerinden, düşmanın eline geçmek bilmeyen palankalardan, kanlı savaş alanlarından başlıyor. Zaferin ardından Plevenli insanlar, Rus İmparatoru II. Alexander’e sunulan şükran mektubunda yaşananları şu şekilde değerlendirdiler: “Pleven’in kurtuluşu, kadim Bulgaristan’ın kurtuluşunun şafağıdır”.
Romen birliklerin de katıldığı Rus Ordusu, Pleven’in etrafındaki yeşil tepelere düzenlediği hücümler, üç kez başarısızlıkla sonuçlandı .Büyük can kaybı verildi. Başarısızlığa uğrayan Rus komutanları, taktiği değiştirdiler. Üç ay süren kuşatmanın ardından 1877 yılının 10 Kasım günü Türk garnizonu çatışmayı gaybetti. Türk garnizonunun başı olan Osman Paşa tutuklandı. En yetenekli Türk komutanlarından biri olan Osman Paşa, kılıcını sembolik bir şekilde general Ganetskiye’teslim etti.
© Fotoğraf: imagesfrombulgaria.com
Bulgaristan’ın tarihinde yeni çağ açan çatışmaların tarihçesi ne kadar gerçekçi bir şekilde anlatılırsa anlatılsın, gerçekler ve rakamlar ne kadar etkileyici olursa olsun, hiçbirşey olaylara görgü tanıklığı etmek kadar sarsıcı olamaz. Savaş yerine ayak basanlar ise böyle bir hisse kapılıyorlar. 1907 yılında minnettar olan Pleven halkı, çatışmaların yerini yeşilliğe çevirerek adını da meşhur Rus generalini saygı ile anmak üzere Skobelev Parkı koyuyorlar. Bundan 70 yıl sonra 1977’de ise aynı yerde “Pleven Destanı” Panoraması kuruldu.
© Fotoğraf: panorama-pleven.com
Görenlere hayret içinde bırakan bir bina olan Pleven Panoraması, sembolik bir şekilde stilize edilmiş 4 süngü üzerinde duran kesik bir koni şeklindedir. Toplam yüksekliği, 50 metre kadardır. Binanın gövdesini oluşturan üç yatay çember ise üç hücmün imgesidir.
© Fotoğraf: panorama-pleven.com
Efrizle örtülü dördüncü çember ise Pleven’in kuşatmasını sembolize ediyor. Panoramanın birinci salonunda 1876 yılında Osmanlı hakimiyetine karşı düzenlenen Nisan Ayaklanması, Kurtuluş Savaşı döneminde Stara Planina dağının Şipka tepesinde yaşanan çatışmalar ve diğer tarihi olaylar canlandırılıyor. Sözüm ona “Panorama salonunda” ise büyük bir tuval sergilenmiştir. Uzunluğu 100 metrenin üzerinde, genişliği ise 15 metre olan duvar alanını kaplayan tuval, keten dokumalı olup tek bir dikişle birleştirilmiştir. Tuvalin üzerinde 1877 yılının Eylül ayında yaşanan çatışmayı gözler önüne seren gerçekçi resimler yer alıyor. Resimlerin canlılığı ve resimlere plastik biri örülen nesneler sayesinde izleyenler üzerinde inanılmaz derecede güçlü etki sağlanıyor. Perspektif yanılsaması 8-10 metreyi buluyor. Elimi uzatsam ahşap at arabasına dokunacağız, bir adım atsam kendimi savaş alanı ortasında silahların yanında bulacağım, diye düşünüyor insan.
13 kişilik Bulgar-Rus ressam ekibinin yöneticisi, Pleven Panoramasının resim kısmını tasarlayan Nikolay Oveçkin, işini büyük ustalıkla yaptı. Ziyaretçiler, asansörleri kullanarak çatışmaların yapıldığı alana geniş manzara açılan iki sahaya çıkabilirler. Panorama binası, resim bölümü ve de nesne planı dahil her şeyin 8 ay gibi kısa bir süre içinde tamamlanmış olması, kayda değerdir.
Çalışmalara uzmanlardan başka büyük sayıda gönüllü de katıldı ve Pleven Panoraması, 10 Kasım 1977 tarihinde Pleven şehrinin kurtuluşunun 100. yılı dolayısıyla açıldı. Panoramanın giriş bölümünde ziyaretçiler, üzerinde “Nesillere vasiyettir” yazısı bulunan bir hatıra levhası görecekler. Levhanın arkasındaki duvara örülen metal kapsül ise 2077 yılının aynı tarihinde açılacak. Kapsülün içinde Pleven sakinlerinin gelecek nesillere bıraktıkları vasiyetler var.
Çeviri : Tanya Blagova
1889 yılında Bulgar Prensi Ferdinand, sarayın salonlarında Bulgar ve tropik kuşları, memeli hayvanlar ve kelebeklerden oluşan kişisel koleksyonunu sergiledi. Böylece bugün Milli Doğa Bilim Müzesi olarak bilinen ilk Bulgar müzesinin temelleri..
Bulgar sporu zengin bir tarihçeye sahiptir. Bunu Sofya’da bulunan Spor Müzesi’nde teşhir edilen onlarca spor aleti ve ünlü yarışmacılarımızın ganimetleri ortaya kouoyor. Geçen yüzyılın 60’lı yıllarında kurulan müzede uzun yıllardır çalışan Katya..
İskır nehrinde kayalık bir tepe üzerine yerleşmiş Mezdra Kalesi arkeolojik tesisi binlerce yıllık tarihi içinde saklıyor. Mezdra yakınındaki kale, Tuna Ovasını Sofya vadisi, Doğu ve Batı Bulgaristan ile bağlayan önemli kavşakta bulunmaktaymış...