Plovdivli Atanas Vılev tarafından New York’ta üretilen “Trimona” yoğurdu, son derece prestijli “Amerika’da imal edilmiş” yarışmanın finaline kaldı. Yarışma, ünlü tleveizyon sunucusu ve iş kadını Martha Stewart tarafından düzenlenmeketedir, ki kendisi yenilikçiliği destekleyen biridir. Söz konusu yarışma, ABD’ de çok izlenen ve popüler bir program olmakla birlikte yerli üretimi de teşvik ediyor. Vılev, Bulgar Lactobacillus bulgaricus mayası ile organik yoğurt üretiyor. Sütü, New York çevresinden sağlarken hiçbir katkı madde ve yoğunlaştırıcı kullanmıyor. Yoğurt, doğum yeri olan Plovdiv’in eski ismini (Trimontsium) “Trimona” ismini taşıyor ve “Gıda, tarım ve istikrar” dalında galip geldi. On-line seçimler 13 Ekim 2014 tarihinde son buluyor, ertesi gün ise yarışmanın galipleri açıklanacak.

Farklı dallarda birinci yere kalanlara para ödülü verilecek ve ürünlerini ABD’den yatırımcılar önünde tanıtma şansına sahip olacaklar. Nasko için www.marthastewart.com sitesinde oyunuzu kullanabilirsiniz.

Gelin şimdi Amerika’ya giden yolunu takip edelim ve bu son derece prestijli yarışma için ayrıntıları Atanas Vılev’ten alalım:

“En önemli ayrıntıyla başlıyorum. Benim çok fazla oya ihtiyacım var. Eğer günde 500 kişi oyunu benim için kullanırsa, belki kazanabiliriz, kazanabiliriz diyorum, çünkü yoğurt, bizim Bulgar ürünüdür, ben ise bu ürünü temsil ediyorum. Amerika’da da tanıtma zamanı geldi çattı- yani dünyanın büyük bir bölümünü oluşturuyor. Yarışmaya farklı kategorilerde olmak üzere 500’ün üzerinde aday katılıyor, ancak yarışmanın galibi on-line olarak seçilecek ve tek biri olacak. Onu takip eden 9 yarışmacıyı ise juri seçecek. Bizler birinci olmak için yarışıyoruz. Kazanmamız gerek “ –diyor Nasko büyük bir iyimserlikle.

Atanas Vılev’in hikayesi çok ilginç. Genç bir ziraat mühendisi olarak omuzunda bir gitarla ABD’ne staj yapmaya gidiyor. Hatıralarıyla 24 yıl gerilere götürüyoruz kendisini:

“Bir gitar ve 2 kavanoz yoğurt ile yola çıktım, bir gün profesyonel olarak bununla uğraşacağım aklımın ucundan bile geçmiyordu. Orada geleneklere devam etmeye ve kendi yoğurdumu kendim yapmaya karar verdim. dünyanın birçok yerinde binlerce Bulgar da bunu yapıyor. Yani 18 yıl boyunca kendi yoğurdumu kendim mayaladım ve yavaş yavaş bu benim işim oldu. Gitar ise şimdi kılıfta asılı duruyor. Eskiden gitarımı çok kullanıyordum. Bir arkadaşımla bir barda çalıyorduk ve bize ilginç geliyordu. Bir müzik grubuna sahip isen sizi biraraya getiren güçlü bir şey, büyü olmalı. Müzikle devam etmedim. Sadece bir hobi olarak kaldı.”

Atanas Vılev ziraat mühendisidir, eğitimini Polvdiv Yüksek Ziraat Enstitüsünde tamamlamış. Okuduğu bölüm “Tropik tarım” olmuş. Gördüğünüz gibi okuduğu bölümün yoğurtla yakından ve uzaktan hiç bir alakası yok, ancak iyi bit eğitim aldığı kesin:

“Bulgar tarifleri üzerine salam üretiyordum. Bu, hayatımın ilginç bir dönemine denk geliyor, çünkü Amerika’da eksik olan birşeyler yapmak istiyordum. Burada yaşayan Bulgaristan vatandaşlarının büyük bir bölümü, vatanımızı özlüyoruz ve başkaların karşısnda nelere sahip olduğumuza dair övünüyoruz. Övündüğümüz da Bulgar yemekleridir. Her zaman yemek yapmayı sevmeşimdir, şimdi ise benim uğraştığım iş oldu. Salamlar olduğu kadar yoğurt ile da durum aynı. Bulgaristan, inanılmaz lezzetli gıdalara sahip, fakat onlar burada tanınmıyor. Amerikadaki göçmenlerin hepsi kendi kültürünü burada tanıtmak istiyor. Bu ülke her yeniliğe açıktır. Burada yıllar boyunca farklı mutfaklar revaçta olmuş – mesela Meksika, Yunan yemekleri, ki onlar bugün de çok popülerdir. Neden kebapçe, karnaçe, yoğurdumuz, salamura beyaz peynirimiz, kaşar peynirimiz de burada ünlü olmasın ve beğeni toplamasın...İşte oluyor, yani hepimiz çok mutlu olacağız. İnanın bana, olaylar ilerliyor ve yükseliyor, geri dönüş yoktur.”

Çeviri: Şevkiye Çakır