Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Petar Ralçev ile müzik ve sahnedeki unutulmaz anlar üzerine sohbet

Petar Ralçev “Müzikten zevk denen o inanılmaz duyguyu yakaladığımda gerçekten mutlu oluyorum” diyor. Ünlü akordeon ustanın ismi uzun zamandan beri tüm dünyada kök salmıştır. Avrupa ve ABD’de müzikseverleri varken Balkanlarda gerçek bir efsanedir. On yıldan fazla bir zamandır farklı ülkelerden müzisyenlerle çalışıyor. Bulgar foklor stili eserlerinin yanısıra etno ve jazz topluluklarında da yer alıyor. Petar Ralçev’in katkıları konusunda bilgileri François Bilar ve Didier Rusen’in Fransız “Akordeonun tarihi” ansiklopedisinde bulabiliriz. Son yıllarda, baraban ustası Stephane Galland tarafından kurulan “Lobi” jazz sextet ile sık sık sahne alıyor. Müzik topluluğunda Ermeni piyano ustası Tigran Hamasyan, Türk darbuka ustası Mısırlı Ahmet ve daha iki ünlü müzisyen ile çalışıyor. 2014 yılında Belçika, Fransa ve Cezayir olmak üzere birkaç jazz festivalde yer aldı.

Petar Ralçev şunları paylaşıyor:“Belki herkes bilmiyor, ama bu müzik Avrupa’daki Yahudilerin müziğidir. Tabii ki, yıllar boyunca yaşadıkları ulusların müziğini” borç almışlar”. Ortaya birçok etkileşim çıkmıştır. Alan Bern, ki kendisi Avrupa’da yaşayıp ABD’den piyano ve akordeon ustasıdır. Kendisi Eski Kıtada bir arada yaşayan müzikleri yan yana getirmeye karar verdi. İşte bu da klezmer (genelde Batı Avrupa’da yaygın) ve Romanya, Moldova ve Ukrayna’da yaşayan Lautar Çingenelerin müziğidir. İlk defa Finlandiya’nın Helsinki şehrinde bir festivalde çaldık. O zamandan bu yana bizleri her yere davet ediyorlar. Bu söz konusu müzisyenlerle ve aynı zamanda Stephane Galland’ın topluluğu ile çalışmak benim için büyük bir zevk. Böyle büyük isimlerle sahneyi paylaşmak gerçekten büyük bir şeref.”

Şunu da belirtmemiz gerek, Petar Ralçev “klezmer” müziğini keşfetmeden önce repertoarında kendi bestelerine yer veriyordu, ki bu besteler de farklı kültürlerin etkisi altında yaratılmıştır.

Petar Ralçev anlatmaya devam ediyor:

“En önemnlisi, yaptığın işi sevmen lazım. Ve aynı şey gelişme ve kendini mükkemmel düzeye yükseltme arzusu için de geçerli. Aslında herşeyin temelinde müziğe karşı sevgi var. Bu müzikle yaşamam gerekiyor. Daha 5 yaşında iken amcamdan ilk melodiyi öğrendim ve akordeonda çaldım. Daha sonra Pazarcik’te Kostadin Milanov’un yanında eğitim gördüm. Sıra Plovdiv Müzik Okuluna geldi. Akordeoncu mesleğini seçmek aklımdan bile geçmiyordu. Mesela her çocuk gibi futbolcu olmak isterdim, ama kader böyle imiş.

Konserden zevk alınca bu aslında en büyük mutluluktur. Önemli olan sahnedeki dostlarla diyaloğu kurmak. Daha sonra seyircileri de arkana takınca o zaman duygu daha da inanılmaz oluyor.”


Çeviri: Şevkiye Çakır




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Teodora Marcheva "Cehennem" şarkısı ile bizzat yaşadığı şiddet hikayesini paylaştı

Birleşmiş Milletler Teşkilatının inisyatifi ile 1999 yılında 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ilan edildi. Bu günde hükümetler, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri, gerçek boyutları ve asıl niteliği sık sık gizli..

Eklenme 25.11.2024 07:22

Miami’den Bulgar rap müziği sanatçısı De Là Trâp: Fırsatlar insanın perspektifine bağlıdır

De Là Trâp – bu renkli lakap, son bir yılda ülkedeki hip hop kültürü severlerinin de dikkatini çekti. Rap sanatçısının 100 KILA ile birlikte yaptığı “333” projesi, sadece iki ayda video paylaşım ağlarından birinde 1 milyon kez izlendi. Sahnede De..

Eklenme 24.11.2024 06:10

D2 ve Grafa - “Ne kadar güzelsin”

Çeyrek asır önce yazılmış eski bir şarkıya yeni can katmak üzere bir yıldız grup ve bir yıldız stüdyoya geçti. D2 ve Grafa bu Pazar günü YouTube kanalından resmi olarak tanıtılan “Kolko si krasiva” /Ne kadar güzelsin/ parçasını seslendirdi. Bu şarkı..

Eklenme 22.11.2024 10:15