Sofya’da yayaların gözde yerlerinden biri olan sözüm ona “Aşıklar köprüsünde” Down sendromunu taşıyan çocuklara adanan bir fotoğraf sergisi düzenlendi. “Sevgi sendromu” adı ile tertiplenen teşhirde yer alan fotoğraflara Down’lu çocukların gülen yüzleri yansımış.Sergi Mart ayında kutlanan Dünya Down Sendromlu İnsanlar Günü münasebeti ile düzenlendiyse de fotoğraflar Paskalya yortusu günlerinde de ta 15 Nisan tarihine kadar gözler önünde kalacak.

Ard arda üçüncü defa düzenlenen hayır kampanyası, aslında hasta çocukları bulunan ebeveynlerin içinde bulundukları çaresizliğin sonucudur. Onlar her gün hem bürokratik engellerle, hem toplumun kayıtsızlığı ile yüz yüze geliyorlar. Ebeveynler Derneği’nin verilerine göre ülkemizde Down sendromlu çocuğu bulunan 300 kadar aile vardır. Bu hastalıkla dünyaya gelen çocuklar, sık sık devlete bırakılıyor. Böyle bir çocuk dünyaya geldiğinde aileye gerekli desteği sağlayacak uzman, doktor ve psikologlar da yoktur.

Fotoğraf sergisinin düzenlenmesi fikrini sunan Toni Marinova “Amacımız çocuklarımızı göstermek, yetenekleri ile iftihar etmek ve Down’lu insanların biz sağlıklı insanlara ne çok sevgi verebileceklerini anlatmaktır” diyor.

“Ebeveyn Derneği olarak bizler, Down sendromunun bulunduğu ailelere destek vermek istiyoruz. Bu en ağır genetik bozukluktur. Ebeveynlerin şok yaşamamalarını, çocuğunu olduğu gibi kabul etmelerini arzu ediyoruz. Sendrom artık o denli korkunç bir teşhis olmaktan çıktı. Yan hastalıkları da henüz ilk aylarda bastırılıyor artık. Ülkemizde bu çocuklardaki potansiyelin ortaya çıkmasını sağlayan iyi uzmanlar vardır. Bu bağlamda ailenin desteği ve büyük çabalar pahasına olsa bile iyi bir insan yetiştirecekleri inancı çok önemli. Amacımız farklı olan bu çocukların gerçek yüzlerini göstermek. Anlaşılan amacımıza ulaşıyoruz, çünkü fotoğrafları görenlerden iltifatlar duyuyoruz. Farklı olanlara karşı gösterilen tutum değişmelidir. Bizde Down sendromu bulunan insanlar hala parmakla gösteriliyor, sokakta rahat bir şekilde dolaşamıyorlar. Benim 5 yaşında hasta kızım var, dolayısıyla bu hastalığın problemlerini yakından biliyorum ve gelecekte hayatımızın iyi yönde değişmesini, toplumun bize karşı daha büyük anlayış göstermesini ümit ediyorum” diyor Toni Marinova.

Çeviri  : Tanya Blagova