Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev 25 Ekim tarihinde yapılacak olan yerel seçimlerle birlikte referandum düzenlenmesi yolu ile milletvekillerinin çoğunlukla seçilip seçilmemesi, oy vermenin zorunlu olup olmaması ve elektronik ortamda oy verme imkanının getirilip getirilmemesi konularının halkın oylamasına sunulması teklifini getirdi. Cumhurbaşkanı, teklifin bundan yaklaşık bir yıl önce sunduğu öneriden pek farklı olmadığını itiraf ederek siyasi partilere ve halka dürüst olmak için bazı küçük değişiklikleri getirdiğini belirtti.

Halihazırda iktidar olan başlıca güçler GERB ve Reformcu Blok, referandumun düzenlenmesinden yanadır. Bundan bir hafta önce GERB, halk oylamalarının seçimlerle eşzamanlı olarak düzenlenmesini kolaylaştıracak olan Referandumlar Yasası değişikliklerini sundu. Bu değişikliklerden biri, Parlamento’nun referandum karından itibaren bir yıl içinde ulusal seçimler yapılacaksa eğer devlet başkanına referanum tarihini seçimle aynı tarih olarak belirleme yükümlülüğünü getiriyor. Bu şekilde iktidar partisi aslında yapılacak referandumları 2015’teki yerel seçimlere, 2016’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerine ve 2018’deki genel seçimlere bağladı. Öte yandan Reformcu Blok, referandum yapılması ve geçerli olması için asgari imza sayısını azaltan değişiklikler sundu.

Referandum önerisine diğer siyasi güçler henüz resmi tepki göstermiş değilse de yapılan açıklamalara dayanarak bazı tahminlerde bulunmak mümkündür. Sol BSP partisi büyük ihtimalle halk oylamasının yapılmasını destekleyecek, çünkü Seçim Kanunu hazırlanırken BSP de oy kullanma zorunluluğu, elektronik ortamda oy verme imkanının ve çoğunluk unsurunun getirilmesini teklif etmişti. Vatansever Cephesi tarafından oy verme zorunluluğunun getirilmesine verilen kesin destek de referanduma destek verileceğini gösteriyor.

Milliyetçi olan Ataka partisi büyük ihtimalle karşı çıkacak, çünkü Mart ayında parti, Bulgaristan’ın NATO üyeliğinin sürdürülüp sürdürülmeyeceğine dair referandum teklifinde bulunmuştu.

Hak ve Özgürlükler Hareketi DPS’nin karşı çıkması bekleniyor. DPS lideri Lütfi Mestan, Mart ayının sonunda zorunlu oy verilmesine ilişkin referandumun DPS’ye karşı yönelik olacağı yorumunda bulunmuştu. Hareket temsilcilerine göre oy verme zorunluluğunun getirilmesi ile siyasetçiler düşük oy oranı sorumluluğunu seçmenlere aktarmaya çalışıyorlar. Oysa çoğu siyasetçilere göre seçmen aktivitesinin zayıf olması, en çok DPS’nin menfaatine uygun düşüyor.

Ulusal referandumun düzenlenmesi teklifi, Meclis’in Hukuk Komisyonu’nda görüşüldükten sonra oturum salonunda oylanacaktır.