Yedinci asırda Birinci Bulgar devletinin kurucuları başkentin adını Pliska koyuyor – anlamı merkez, baş şehir. Yerini de önemli ticaret yollarının kavşağında seçmişler. Rölyef ise hayvancılık için uygundur. Günümüzde Şumen şehrine 29 km uzaklığındaki Pliska’da turistler Milli tarih arkeoloji müzesini ziyaret ederler. 1970 yılında kültür anıtı statüsü aldı. Onlarca yıl boyunca ünlü Bulgar ve yabancı arkeologlar burada araştırmalarını sürdürüyor.
Araştırmalara göre Pliska’nın inşaatı 7. asrın sonunda başlıyor. Önceden ahşap binalar kurulmuş. Pliska’da ilk saray kompleksi bir kale duvarı ile çevrili. Ovada sıradan insanların evleri varmış. Daha sonra şehir Bizanslılar tarafından yakılır, tahrip olan sarayın yerinde büyük bir taş bina meydana geldi. Bu Han Krum’un sarayıdır.Birinci Boris zamanında halkın Hristiyanlığı kabul edilmesiyle birlikte başkent de değişiyor. Eski tapınaklar Hristiyan kilisesi ve manastıra dönüştürülüyor. Yenileri de inşa ediliyor, bunlar arasında en müthiş olanı Büyük bazilikadır. Günümüzde o zamanın hükümdarının ruhsal gücü ve misyonunun kanıtları günümüzde de kalıntılardan seziliyor. Büyük Bazilika yakınlarında 1 buçuk kilometre uzaklıkta Doğu kapı bulunuyor - şehrin baş kapısı. Burada Han ve aristokrasi yaşıyormuş.
Pliska tarihi ve arkeoloji müzesinden Hristina Stoyanova anlatıyor: ‘Pliska şehri için hatıralar her zaman canlıdır. Bulgar devletinin temelleri burada atılmaktadır. 11.asrın ortalarına kadar ayaktaymış, fakat ondan sonra unutulmaya başlıyor, harabeye dönüşüyor. Aslında atalarımızdan kalan her şey önemli ve değerlidir. Turistlere sanal dünyasının imkanları ile saray kompleksinin yüceliğini anlatmaya çalışıyoruz. Bu sene turistlere 12 asırdan fazla bir zaman içinde korunmuş ayazmayı da gösteriyoruz. Arkeologlar aha 100 yıl önce ona ulaşmaya çalışmış ama güvenlik gerekçesiyle vazgeçmişler. Bu sene ayazmaya ilgiden dolayı turist sayısında %100 artış kaydettik. Müzeye de ilgi büyüktür. Eski zamanlardaki yaşam biçimini yansıtıyoruz. Milli tarih müzesinden de konuk sergi var.‘
Türkçesi: Müjgan Baharova
Fotoğraflar: wikipedia.orgTaş çatılı eski evleri, kıvranarak yukarıya doğru dağın içine giden yokuş sokakları ve yüzyıllık sırlar saklayan taş duvarları ile Kovachevitsa en güzel ve romantik Bulgar köylerinden biridir. Varlığını zamana aldırmadan sürdüren..
“Nova” TV’ye konuşan Turizm Bakanı Evtim Miloshev , “Önümüzdeki kış sezonunda Bulgaristan'a 2 milyondan fazla yabancı turistin gelmesi bekleniyor” dedi. Bir günlük ve transit geçişler de dahil olmak üzere, toplam yabancı ziyaret sayısının..
Nikopol (bir zamanlar Niğbolu) kentini “Asırların şehri” olarak adlandırıyorlar. Roma İmperatoru Marc Avrelius döneminde 169. yılında, yani 2. yüzyılda ortaya çıkan kent, 629 yılında Bizans İmperatoru Nikifor 3. Foka tarafından ele geçiriliyor...