Avrupa Birliği Komisyonu, AB ve Türkiye arasında göç krizinin kontrol altına alınması amacı ile yapılan anlaşama sonucu yasa dışı göçmen sayısının azalmkata olduğunu rapor ettikten kısa süre sonra 21 ve 22 Nisan günleri Selanik’te Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya ve Arnavutluk dışişleri ve içişleri bakanları, göç krizine ilişkin bir toplantı yaptılar. Bulgar heyetinin Selanik’te sunduğu veriler, Brüksel’in tespitlerini teyit etmektedir. Son bir ayda ülkemizi yasa dışı yollardan giriş yapma girişimleri geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 30 oranında azalmıştır. Yunanistan’dan gelen göçmen akını nispeten küçüktür ve sınırda yakalananların sayısı sadece 170. Bulgar tarafı, göç baskısının azalmasını Türk tarafınca alınan önlemlere bağlıyor.
Buna rağmen Selanik toplantısı katılımcılarının, insan kaçakçılığı yapan örgütlerle yürütülen mücadelenin iyileştirilmesine vurgu yapmaları, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya ve Arnavutluk’un göç baskısının azalmasını nihai bir şey olarak görmediklerini, sırf Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından alınan tedbirlere bel bağlamak istemediklerini ve göç problemini kendi kontrolleri altında almak arzusunu duyduklarını gösteriyor. Bunun bir kanıtı, yedek eylem planı veya Bulgaristan Dışişleri Bakanı Daniel Mitov’un dediği gibi B Planı hazırlıklarının başlamasıdır. Avrupa Birliği ve Türkiye arasında yapılan anlaşma işlemezse veya uygulanması durdururlursa bu yedek plana başvurulacak.
Aslına bakarsak B Planının hazırlanması, tamamen makul bir önlemdir. Bir yandan AB ve Türkiye arasındaki anlaşmaya, birçok hak savunucu örgüt karşı çıkıyor. Öte yandan Türkiye, vatandaşlarının Schengen alanında seyahat etmelerine uygulanan kısıtılamalar hafifletilmezse eğer anlaşmayı uygulamaktan vazgeçebileceği yönünde uyardı. AB ile yapılan anlaşma gereği vize serbestisinin getirilmesi için Türkiye’nin 4 Mayıs tarihine kadar 72 şartı karşılaması gerekirken bugün itibari ile şartların ancak yarısı yerine getirildi.
Selanik’te yapılan toplantı, ayrıca bu etapta dört devletin esas amacının Balkanlar üzerinden yeni göç güzergahının oluşmasını önlemek için yoğun işbirliği yürütmek olduğunu da ortaya koydu.
Dört Balkan devletinin bakanları, Selanik’te göç krizinin üstesinden gelinmesi için gerek bölge gerekse de Avrupa düzeyinde tek yaklaşımın uygulanması gerekliliğini öne sürdüler. Yani yakın zamanda göç akınları problemi ile ilgili izlenen yaklaşımların aynılaştırılması yönünde çabaların sarfedilmesi beklenebilir. Bu konuda Sofya, sığınmacılar ve ekonomik göçmenler arasında net ayırımın yapılmasında ve onlar hakkında işlem uygulanırken sadece uluslararası koruma kuralları değil, yasa dışı göçmenlerin geldikleri ülke tarafından geri kabul edilmeleri kurallarının da uygulanmasında ısrar ediyor. Başka bir deyişle Sofya, demokratik değerler ve güvenlik kriterleri arasında dengenin sağlanmasından yanadır.
Selanik’te bundan once görülmemiş formatta yapılan toplantı, AB ve Türkiye arasındaki anlaşmanın sonuçlarına ilişkin gelen ilk raporların teskin edici olmasına rağmen göç krizinin getirdiği meydan okumalarının gündemdeki yerini koruduğunu ve Balkan devletlerinin birinci derecede önemli kaygısı olmaya devam ettiğini düşündürüyor.
Çeviri: Tanya Blagova
27 Ekim’de düzenlenen erken genel seçimlerinde oy kullanan seçmenler daha da renkli bir parlamentonun hatlarını çizdi. İlk tahminler 9 partili bir Halk Meclisi yönündeydi, ancak Merkez Seçim Komisyonu(MSK)’nun sandık kurulu protokollerinin yüzde 100’nün..
Sıradaki erken genel seçimler artık arkada kaldı. Geçen erken seçimlere kıyasla katılım oranın biraz daha yüksek olması dışında, siyasi tahminlerde ve politik yapılaşmaların ne olacağı ve nasıl bir kabine ortaklığı kurulacağı sorularına yanıt bulmak yine..
Bulgaristan vatandaşları üç yılda yedinci kez olmak üzere sandık başına geçti. Bu yıl Haziran ayında olduğu gibi, şimdi de katılım düşük. Bulgaristan radyosu Sofya merkezinde anket yaptı ve insanların nabzını yokladı. Ülkeye sağlam bir yönetim..