“A.Р.И.З.7”Sanat ve Zanaat Gelişim Derneği yedi yıl süresince ‘ Büyükannemin yemek tarifleri’ başlığı altında çocuk resim yarışması düzenliyor. Yarışmanın hedeflerinden biri Bulgar mutfağındaki gelenekleri ve adetleri genç nesle tanıtmak, onları popülerize etmektir. Yanlış anlamayın, yarışma mutfak yemek yapma yarışması değil. Çocuk sanatının bir nevi tribünü. Öncelikle çocuklar ailede ileri yaştaki akrabalarına sevgi ev saygısını şiirleriyle, resimleriyle ifade eder. Yarışmaya katılanların yaşı küçük, tek başına yemek pişiremiyorlar, bundan dolayı dikkatlerini mutfaktaki, evlerindeki değişik sezonlarda pişirilen geleneksel yemekler üzerinde odaklanıyor.

Yarışmanın bir başka özelliği de her katılana diploma veriliyor. Ve eserlerin bir bölümü ülke içinde turneye çıkıyor. Çocukların eserleri ülkenin değişik yerlerinde yaz aylarında düzenlenen ‘Şehrimin renkli sofrası’ adı altındaki festivale katılıyorlar. Amaç her bir küçük ressamın yaptığı işten dolayı gurur duymasıdır.

‘Büyükannemin yemek tarifleri’ yarışması Ulusal Çocuklar sarayı ile ortaklaşa düzenleniyor. Genelde bütün Bulgaristan’dan yaklaşık 2 bin resim gönderiliyor. Organizatörlerden Mariela Nedkova çocukların dikkatini mutfak ile bayram adetleri arasındaki bağlar üzerinde odaklamaya çalışıyoruz , sağlıklı beslenmek konularını da eklemeye çalışıyoruz, derken şöyle devam ediyor:

‘Yarışmaya çok yetenekli çocuklar katılıyor. Resim atölyeleri de her yıl devamlı olarak katılıyor. Çocuklar çizdikleri resimle birlikte büyük annesinin fotoğrafını gönderiyor ve onu yazılı olarak tanıtıyor. Bunu görünce yarışmaya çocuk öyküsü ve şiirlerini de katma fikri doğdu. Çocuklar kendi evlerinde sofranın nasıl tertiplendiğini, aile içinde nasıl bir düzen izlendiğini , evde yaşlılara sevgi ve saygının nasıl aşılandığı anlatıyor. Geleneklerin yıllar içinde değiştiğini ve geliştiğini görüyoruz. Çağdaş şehir ortamında tabii bundan 30 -50 yıl önceki düzeni bulamazsınız. Ama değişmeyen bir şey var, o da büyük annelere sevgi. Bütün çocuklar büyük annelerini seviyor, nineleri ve dedelerini severek anlatıyor. Çocuklar yaşlıların ziyaretine gitmeyi de çok seviyorlar, çünkü büyük anneleri onlara en sevdiği yemeği, tatlıyı ikram eder. Ve dünyanın en büyük sabrıyla torunlarının anlattıklarını, paylaştıklarını dinler. Mutfak, sofra her zaman aileyi bütünleştirir. Son zamanlarda gençler eski adetlere merak bağlamaya başladı. Yüzyıllar öncesi hazırlanan yemekler hakkında bilgi araştırmaya başladılar. Yemeğin hazırlanma teknolojisi olduğu gibi, gıdada şifrelenmiş mesajları da araştırıyorlar. Örneğin bayramlarımızın önemli bir parçası – ekmektir. Değişik bayramlarda değişik börekler, çörekler, ekmekler pişirilir, tuzla, balla ikram edilir. ‘

Gelenekler, adetler bir jenerasyondan bir sonrakine aktarılır.Yaşlılar tecrübesini gençlere aktarır. Bunları ders kitaplarından öğrenmek mümkün değil, diyor Mariya Nedkova ve devam ediyor:

‘Gelenekler insandan insana devredilir. Çocuklar evde, aile içinde gördüklerini, toplum içinde, okulda duyduklarını, gördüklerini yapar. Bundan dolayı bizim sanatları, zanaatları geliştirme derneğimiz okula özel dikkat çeviriyor. Halkımızın kültürü ve geleneklerinin ders programında yeri vardır, bu dersler sayesinde gençlerimiz öz güvene sahip, gurur duyan vatandaş olarak büyüyecektir’.

Türkçesi: Müjgan Baharova

Fotoğraflar “Büyükannemin yemek tarifleri” yarışması tarafından temin edildi.