“Pokemon Go” oyununda olağanüstü bir şey var. Bu da, oyunun, ortaya çıkmasından sayılı günler sonra ışık hızıyla kazandığı ündür. Sanal ağdaki bilgisayar oyunlarının zengin seçimine rağmen sadece üç gün için yeni manyanın yaratıcıları, her gün 21 milyon kişinin, dünyanın farklı noktalarında “pokemonlar yakalamak” için saatler ayırdığını tespit etti. “Pokemon Go”, sosyal ağ Facebook’tan bile tüketicilerin sayısı ve ilgisi açısından daha hızlı bir başarıya imza attı. Oyunun başarısı, büyümüş çocukların çocukluk yıllarından tanıyıp sevdiği çizgi filmleri kahramanlarına özlem duygusundan kaynaklanıyor.

Söz konusu oyun, “Pokemon” adlı çizgi filmi dizisinin temelinde yaratılmıştır. İlk başlarda bu bir bilgisayar oyunuydu. Sevimli küçük yaratıklar hakkındaki çizgi filminin salınmasından sonra Pokemon, bütün dünyada bir manya haline geliyor. Bulgaristan’da pokemonlar, 2001 yılında popüler oldu. O zaman çizgi filmi dizisinin ilk bölümleri gösterilmeye başlandı. Bu dizi ile geçen yüzyılın 90’lı yıllarının nesli büyüdü ve şimdi onlar önünde sokakta bir pokemona rastlama zevkinin ne olduğunu en iyi anlıyor.

25 yaşında olan Sofyalı Andrey şunları paylaşıyor: “Oyunun en güzel yanı, gerçeğe yakın olmasıdır. Herkes pokemonları konuşuyor. Bu insanın ilgisini uyandırıyor ve herkes denemek istiyor. Birçok insan, bu oyun sayesinde saatlerce televizyonun karşısında geçirdiğimiz çocukluk yıllarını da hatırlıyor”.

Büyük şehirde diğer bir “pokemon avcısı” olan Filip ise, evinden çıkıp etrafındaki bütün pokemonları yakalamakta bir meydan okuma gördüğünü anlatıyor. Filip, şunları söylüyor: “Oyun, bulunduğum yer ile ilgilidir. Bazen oyun için yürümem veya pokemonların bulunduğu yere kadar koşmam gerekiyor. Oyun sayesinde bundan önce hiç gitmediğim yerlere gittim. Bundan başka son iki gün içerisinde geçen üç ay toplamına nazaran daha çok egzersiz yaptım.” Filip “Pokemon Go” oyununun sosyal boyutundan da bahsediyor. Kendisine göre bu oyun kendisini bu oyunu oynayan diğer kişilerle bağlıyor. “Pokemon Go” oyunu olmasaydı onlarla hiç temas kurmayacaktır.

Yakında Ulusal Kültür Sarayı önündeki bahçede “Pokemon Go” oyununu oynayan kişilerin bir etkinliği yapıldı. Elinde akıllı telefonu olan herkes, diğer binlerce “Pokemon Go” severler ile oyun oynama kabiliyetlerini iyileştirme şansını yakaladı. Bu kalabalık pokemon hayranları yarışmasının organizatörleri arasında Radoslav Kavalciev – Roro da bulunuyordu. Kendisi, internet üzerinden yayın yapan bir televizyonda prodüktör ve sunucu ve aynı zamanda elektronik maceralar severidir. Kendisi şunları anlatıyor: “Bu, doğal olarak meydana gelen etkinliklerden biridir. Bu yarışma, oyunun hayranları tarafından yaratıldı. Onlar artık Ulusal Kültür Sarayı etrafında “Pokemon Go” sayesinde bir araya gelmişti. Oyunun insanların bir araya gelip, oynayıp eğlenebildiği noktaları var. Biz, organizatör rolüne girdik. İyi müzik sağladık ve oyunu tanıyanlar için yarışmalar ve turnuvalar yaptık. Oyunun ilginç ve eğlenceli yanı, sanal gerçekten kahramanların gerçeğe girmesidir. Bir farz edin ki hiçbir şeyin olup bitmediği bir sokakta duruyorsunuz. Ama akıllı telefonunuzu ve kamerasını açıyorsunuz ve birden bire sokakta renkli çizgi filmi kahramanları beliriyor ve siz bunları takip etmelisiniz. Oyunun gerçekten eşi yoktur, çünkü “Pokemon Go” geleceğin ileri teknolojileri hakkında ipucu veriyor. Oyun, eğlence ve hatta eğitim alanına hızla girmeye başlayan sanal gerçek alanında yaşıyoruz.”

Radoslav Kavalciev’e göre Bulgaristan, elektronik oyunlar oynama ile ilgili dünya eğilimlerden geri kalıyor. ABD ve Avrupa ülkelerinde binlerce hayran, stadyumları doldurup birlikte oynarken ülkemizde gaming kültürü severlerine kendine kapanık ve diğerlerden farklı olanlar gözüyle bakılıyor.

Çeviri: Rayna İvanova

Fotoğraflar: BGNES