Genelde Parlamento’da yeni oturum dönemi başlarken partiler, dönem hedeflerini açıklıyorlar. Ancak bu kez Meclis’in sonbahar döneminin, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin öncesine denk gelmesi Parlamento’da temsil edilen siyasi güçler, açılışta yasama çalışmalarında değil, devlet başkanı yarışında izleyecekleri çizgiye ağırlık verdiler. Bu durum kamuda ilgi ile karşılandı, çünkü olağanın aksine bu sefer seçim kampanyasının startı gecikti.

BSP, seçim mücadelesinde iktidardaki GERB partisi ile cumhurbaşkanının önemli bir yetki alanı olan dış politikada cepheleşmeye gireceğini açıkça gösterdi. Sosyalistler, GERB partisini aynı zamanda Avrupa Birliği’nin ve Türkiye’nin sözünü dinlemekle suçluyorlar. BSP’nin AB ile ilgili izleyeceği politikada temel amaç, Rusya hakkında uygulanan yaptırımların kaldırılması olacak, Türkiye ile ilgili politikada ise sosyalistlere göre göçmen krizi konusunda Ankara ile Brüksel arasında “kurye” gibi davranan Sofya’nın bu tavırdan vazgeçmesi hedeflenecek.

Parlamento’da yapılan tartışmalarda BSP’nin, hükümetin Türkiye ile ilgili izlediği politikaya ilişkin eleştirileri destek almadı, Başbakanın konuya açıklık getirmesi yönündeki talebi de reddedildi.

Erdoğan rejimi ile yakınlaşma rotasından dolayı aldığı eleştirilere karşın GERB, sınır güvenliğini esas öncelik olarak gösterdi. İktidar partisi bu konuda koalisyon ortakları Vatansever Cephesi, Reformcu Blok’un iktidardaki kolu ve Bulgar Demokrasi Merkezi tarafından desteklendi.

DPS ise siyasi tartışmalara yeni unsur getirdi. Göçmenler sorunu DPS için de birinci derecede önem taşıyor, fakat harekete göre iktidarın durdurması gereken esas göç akını, ülkeyi ekonomilk gerekçelerden dolayı terkeden Bulgar vatandaşlarıdır. Şu anda mevcut olmayan istikrarlı çoğunluğun oluşmasına yol açacak siyasi konjonktür değişikliğinden yana çıkan DPS, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından erken genel seçimin yapılmasını istiyor.

Parlamentoda tartışmalar sürerken BSP, erken seçimden yana çıkmasa da bunun üzerine partinin bazı temsilcileri, erken seçim fikrini savundular.

Cumhurbaşkanı seçim kampanyası sırasında BSP ve DPS’nin tezlerinin örtüşmesi ihtimaller dahilinde, fakat bunun olup olmayacağı ve olursa nasıl olacağını tahmin etmek zor. Bu aşamada DPS, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kimi destekleyeceğini açıklamıyor ve adayların platformlarını yakından takip ederek ulusal menfaatlere en yakın olanın seçilmesine katkı sağlayacağını öne sürüyor.

Soldan gelen eleştirileri kabul etmeyen GERB’in AB ve Türkiye ile ilişkilerde aynı çizgiyi sürdüreceği kesin. Üstelik Meclis’in yeni oturum döneminin başladığı gün Başbakan Borisov, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk tarafından Türkiye ve Almanya’daki temaslarında gösterdiği yoğun diplomasiyi devam ettirmek konusunda cesaretlendirildi. Başbakan, aynı gün Bulgaristan’ın 2018 yılının ilk yarısında yapacağı AB dönem başkanlığı hazırlıkları ve yürütülmesinin yönetimini bizzat üstlenme kararını da duyurdu. Borisov, GERB’in cumhurbaşkanı ve yardımcısı görevine göstereceği adayların Ekim ayının başında açıklanacağını yineleyerek kendisinin aday olup olmayacağı sorusunun kendisine artık sorulmadan başbakanlık görevini sürenin sonuna kadar yapmasına imkan sağlanmasını istedi. Boyko Borisov, “oyunbozan” olmamak için şimdiki değil, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacağını söyledi ve böylece hedef olduğu eleştirilerden rahatsızlık duymadığını ve icra yönetiminde izlediği çizgiyi devam ettireceğini gösterdi.

Çeviri:Tanya Blagova