Stanimir İvanov 'ben her gün morali yerinde bir insan olarak işe giderim'. Ancak onun iş yeri Rila dağının etekleri. Üç yıldan beri Stanimir ahşaptan eşya yapıyor, lambalar, raflar, küçük heykeller yaratıyor. Samokov şehrinde oturuyor. Atölyesi de orada. Kendisi doğa ile bütünleşmiş. Uğraşılarına da iş demiyor. Ona neşe getiriyor. Miro işin başını anlatıyor:
'Yıllar önce bir kereste atölyesinde çalışıyordum. Dörtgen Mobilyalar yapmak bana sıkıcı geldi. Tamam işten ayrılacaktım bir sipariş geldi. Daha art, sanatsal bir şarap rafı istediler. Beklenmedik bir şey meydana geldi. Ben aslında o güne kadar gerçek ağaca dokunmamıştım. Ben tasarımcıydım. Ve bir anda hobimi esas işe dönüştürmek istedim. Önce Sofya'da bir dostumun bodrum odasında çalıştım. İlk iki eşyam hemen satın alındı, Kopenhag'tan aldılar. '
Miro'ya göre 21. asır insanlara daha fazla sanat ile uğraşma olanağı verir. İnternet ise bizim becerilerimizi değerlendirmeyi sağlayan bir platform. Bizi durduran sadece kuşkularımız olabilir.
'Gerçeği isterseniz en çok olumlu not yurtdışından gelir. Stres altında olan insanlar güzelliğe kördür. Bunu şahsen benim tecrübemden söylüyorum. Bizim Bulgaristan'da insanlar büyük stres altında.'
Miro şimdilik eşyaların satışından geçimini rahatça sağlayabiliyor. Merak edenler onun internet sayfasını ziyaret edebilir . www.mirowoody.eu. Atölyesinde kendini çok konforlu hissediyor. Ağaçta bilgelik buluyor. Miro devam ediyor:
'Lamba yapmayı severim. Çünkü bir paradoks var - ateş ve ağaç arasında. Ağaç bize ateşi verir. Ama sonda her şey kül olur. Lamba ve ağaç beraber yaşıyorlar. Işıkla gölgelerle oynamayı severim.'
Miro sabah çok erken kalkar, yoga yapar. Ceviz, meşe, ıhlamur ile çalışmayı sever. Kozalaklı ağaçlarrdan çekinir. Şimdiden plan yapmıyor. Rahatlığı bulmuş. Sanat sayesinde mutluluğa dokunmuş.
Fotoğraflar: özel arşiv
Türkçesi: Müjgan Baharova
Tuna nehri kıyısındaki Tutrakan şehri, bölgedeki kayısı yetiştiricilerini geleneksel "Kayısının başkenti - Tutrakan" şenliğinde bir araya getiriyor. Pazar günü 20’ncsi düzenlenen etkinlikte gelenek üzere çeşitli kayısı çeşitleri sunulacak...
Kelebek ve yaban hayatı meraklıları, Struma nehri boyunda en güzel doğa olaylarından birini gözlemlemek için Köstendil’in Polska Skakavitsa köyü şelalesi yakınında düzenlenen Kelebek Festivali’nde buluşuyorlar. Yaklaşık 50 metre yüksekliğindeki şelale..
Bulgaristan ve Romanya, eski sosyalist kampta izolasyona maruz kaldığı uzun yılların ardından dünyaya açılmaya arzusuyla 1994 yılında Uluslararası Frankofoni Örgütü'ne katıldı. Frankofoni toplumunun temel değerlerinden biri eğitim ve özellikle..
Tuna nehri kıyısındaki Tutrakan şehri, bölgedeki kayısı yetiştiricilerini geleneksel "Kayısının başkenti - Tutrakan" şenliğinde bir araya getiriyor...
Kelebek ve yaban hayatı meraklıları, Struma nehri boyunda en güzel doğa olaylarından birini gözlemlemek için Köstendil’in Polska Skakavitsa köyü şelalesi..
Trabant Ulusal Kulübü’nden organizatörlerin açıklamasına göre Teteven’in Ribaritsa tatil köyü “Trabant fest” etkinliğinin 12’ncisine ev sahipliği..