İçişleri Bakanı Rumyana Bıçvarova, ABD ile yapılan ikili anlaşmalar neticesinde Avrupa’da eşi benzeri olmayan yeni bir güvenlik sisteminin Bulgaristan sınırlarında en kısa zamanda tam kapasiteyle çalışmaya başlayacağını geçenlerde duyurdu. Ekim ayının başında Bulgaristan-Türkiye sınırında Avrupa Hudut ve Sahil Güvenlik Ajansı çalışmalarına başladı. Batı Avrupa’ya yönelik göçün, sözüm ona “Balkan seferinin“ kapatılmasıyla Bulgaristan’a olan mülteci baskısının hafifleyeceğine dair beklentiler yersiz çıktı. Ülkemiz, eski yılı sınırlarda meydana gelen yeni durumlarla uğurluyor.
Bulgaristan’ın en sorunlu kara hudutu olan Türkiye sınırı, ki aynı zamanda bu hudut AB’nin dış sınırını oluşturuyor, sadece Bulgar makamları tarafından değil, aynı zamanda da yeni Avrupa ajansında görev yapan yaklaşık 200 subay ve havadan gözetim de dahil en modern teknoloji yardımıyla korunuyor. Avrupa Hudut ve Sahil Güvenlik Ajansı, yasadışı yollardan Bulgaristan topraklarına girmeye çalışan mültecileri önlemekle birlikte sınır güvenliğindeki eksikliklerin de analizini yapıyor. Bununla birlikte Avrupa ajansı görevlileri, Bulgar makamlarından düzeltici faaliyetler de gerektirebilir. En kısa zamanda çalışmaya başlayacak sistem hakkında gizlilik nedenlerden dolayı fazla bilgi verilmese de, güvenlik sisteminin sadece Türkiye sınırında değil, aynı zamanda da diğer kara, hava ve sahil sınırlarında ülkeye girişi ve çıkış yapanlara uygulanacağı biliniyor.
Aslında ABD ile anlaşmalar, Eylül ayının sonunda imzalandı. O dönemde, ağır suç olayların önlenmesi amacıyla DNA profilleri ve parmak izi bilgileri değiş dokuşunda ve olası terorist ile ulusal güvenliğini tehdit eden şahısların tespiti, insan ve mülteci kaçakçılığı ile sahte yolcu belgeleri ticaretinin önlenmesi için iki ülkenin gizli servisleri arasında işbirliğine gidildiği de, gelen haberler arasında yer aldı.
Aralık ayının ortalarında ABD Gümrük ve Sınır Koruma sekreter yardımcısı Alan Bersin’in Sofya ziyaretinden, Bulgaristan’ın risk taşıyan mülteciler hakkında Amerika’da biriktirilen bilgelere ulaşımı sağlanacağı öğrenildi. Anlaşamanın ikili olmasına rağmen, Amerikan bilgi sistemine ulaşım, sadece Bulgaristan için değil, aynı zamanda da AB için de geçerlidir. Çünkü, hedeflerinin Batı ve Orta Avrupa olup Bulgaristan’dan çıkış yapan ve risk taşıyan mültecilerin değerlendirilmesi için kullanılacaktır. Yukarda da söz olduğu gibi, son zamanlarda Türkiye’den gelen mülteci akınında düşüş yaşanırken işte bu söz konusu mülteci akınında ise artış kaydediliyor.
Son günlerin bilgileri de bunu ıspatlıyor:1 ile 15 Aralık günleri arasında geçici mülteci kamplarından yaklaşık 600 kişi fırar etmiş ve polis onların yerini bilmiyor. Kasım ayında ise, kendi isteği ile 1 647 kişi mülteci kamplarını terketmiştir. Sonuçta sadece 1.5 ay zarfında 2247 kişinin izleri kaybolmuştur. Aslında Batı Avrupa’ya kaçak olarak gidenlerin sayısının daha fazla olabileceğinden endişe duyuluyor. 1 Ocak-15 Aralık arasında ülkeye 18 binden fazla mülteci giriş yapmıştır. Bu sayı da problemin ciddiyetini gösteriyor. Sınırlarda uygulanacak yeni güvenlik sistemi ve Aralık ayında Geri Kabul Anlaşmasının hayata geçirilmesi, istenilen başarıyı sağlayacak mı, bunu 2017 yılının ilk aylarında göreceğiz.
Çeviri: Şevkiye Çakır
27 Ekim’de düzenlenen erken genel seçimlerinde oy kullanan seçmenler daha da renkli bir parlamentonun hatlarını çizdi. İlk tahminler 9 partili bir Halk Meclisi yönündeydi, ancak Merkez Seçim Komisyonu(MSK)’nun sandık kurulu protokollerinin yüzde 100’nün..
Sıradaki erken genel seçimler artık arkada kaldı. Geçen erken seçimlere kıyasla katılım oranın biraz daha yüksek olması dışında, siyasi tahminlerde ve politik yapılaşmaların ne olacağı ve nasıl bir kabine ortaklığı kurulacağı sorularına yanıt bulmak yine..
Bulgaristan vatandaşları üç yılda yedinci kez olmak üzere sandık başına geçti. Bu yıl Haziran ayında olduğu gibi, şimdi de katılım düşük. Bulgaristan radyosu Sofya merkezinde anket yaptı ve insanların nabzını yokladı. Ülkeye sağlam bir yönetim..