Bundan sayılı günler önce “Açık Toplum” Enstitüsü, kamunun tutumuna ilşikn ulusal çapta düzenlenen temsili bir araştırmadan alınan endişe verici sonuçları açıkladı. Bu sonuçlara göre vatandaşların yarısından fazlasının güvenini alan sadece dört kuruluş var ve bunlar Avrupa Birliği, Ortodoks Kilisesi, Ordu ve üniversiteler olmaktadır. 26 Martta erken genel seçimlerde boy ölçüşecek olan partilerin halktan aldıkları güven ise sadece yüzde 17 oranında olup klasmanın dibindedir. Deneklerin yüzde 6’sı partilere güvenip güvenmediklerine dair kararsız olurken insanların yüzde 76’sı olmak üzere büyük bir bölümü siyasi güçlere güvenmediklerini kesinlikle öne sürüyorlar.

Partilerin seçmenlerden aldıkları güven kredisi böylesine düşük olsa da sosyolojik ajanslar, seçimlere katılım oranının normal olacağını tahmin ediyorlar. Seçmenlerin yüzde 55 ila 60 arasında değişen bölümü sandık başına gideceklerini, diğer yüzde 10’luk bölümü gitmeyeceklerini, geri kalanlar ise kararsız olduklarını paylaşıyorlar. Siyasi güçlere güven oranı ve seçimlerde beklenen katılım oranı arasındaki fark, ülke vatandaşlarının bütün çekincelerine rağmen siyaset adamlarına yeni şans vermeye hazır olduklarını gösteriyor ve bu durumda siyasetçilerin bu şanstan faydalanıp faydalanmayacakları önemli.

Seçim kampanyasının seyri, partilerin kamu oyunun ne yönde olduğunu doğru algıladıklarını ve düşük gelirler, yolsuzluk, suç olayları, güç ve yasanın üstünlüğü gibi en ağır problemlere çözüm vaatlerinin rastlantı sonucu olmadığını gösteriyor. Bu arada partiler bunu rutin bir şekilde yapıyorlar, bu problemlerle ilgili sorumluluk taşıdıklarını itiraf etmiyorlar ve suçu diğer partilere isnat etme yatkınlığını gösteriyorlar. Siyasi hafıza sık sık çok kısa oluyor, söz vermekteki rahatlık ise insanı etkiliyor.

Orijinel olma isteği ile hareket eden siyasetçiler bazen ölçüyü kaçırıyorlar ve davranışları medyada karikatür konusu oluyorlar. Mensa Bulgaristan örgütü, partilere adaylarını ücretsiz zeka testinden geçirmelerini önerdi ve bunun için tek bir şart koştu – test sonuçlarının kamuya açıklanması. Siyasi elitin bir bölümü çoğunluk esasına dayalı seçim sisteminden yana çıksa da bu öneriyi kabul eden şimdilik olmadı.

Seçim kampanyasının startından kısa süre sonra öğrenilen bazı hususlar, münasip kamu tutumu algısı ile örtüşmüyor. Kamu Ortamının Gelişmesi Enstitüsü tarafından yapılan incelemeye göre kampanyanın ilk 10 gününde yoksul Bulgaristan’daki partiler, etkinliklerinin yansıtılması için 1 162 000 leva harcamış bulunuyor ve bu paranın 830 bin levalık bölümü şansı en büyük olan üç partiye düşüyor. Aynı zamanda seçimlere kayıt yaptıran toplam 20 siyasi sübjeden ancak 5’i para bağışı aldığını Sayıştay’da beyan etmiştir.

26 Mart’ta yapılacak oylamaya kadar seçim katılımcıları, tutumunu değiştirebilir. Ancak seçimler kendiliğinden partilerin kredi derecesini artırmayacak, onlara sadece güven kredisi verecek. “Market Links” ajansı tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarına bakarsak ülke vatandaşlarının yüzde 51’I ülkenin kötüye gideceğini, diğer yüzde 36’sı da aynı kesinlikle olmamakla ve daha çok iyimser olmakla birlikte aynı görüşü paylaşıyorla. Ülkenin iyi yönde gittiği görüşünü paylaşanların oranı ise ancak yüzde 13.

Çeviri: Tanya Blagova