Sofya’da gerçekleşen 45. Uluslararası Kitap Fuarı, ulusal yayınevleri ve yabancı katılımcılar ile okurseverlere yine dopdolu bir program sundu. Noel tatilinden hemen önce gerçekleşen altı günlük etkinlik sırasında edebi tartışmalar, yuvarlak masa ve halka açık okumalar hem yayıncılar hem de okuyucuların ilgi odağı oldu.
Bu yıl da Türk edebiyatını tanıtmak için Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açtığı stant geniş ilgi görürken, misafir edilen Türk yazarlar ile gerçekleştirilen paneller iki ülke edebiyatını ve okuyucusunu bir araya getirdi.
İlk panelin konusu “Edebiyat ve Dostluk” oldu. Türk yazarlar Hasan Saraç, Sadık Yalsızuçanlar ve Bulgar yazarlar Amelia Liçeva, Andrea İliev, Desislava Şeytanova ve Kalin Terziyski’nin yer aldığı, moderatörlüğünü ise Adnan Tekşen’in yaptığı panelde, edebiyatın iki ülke arasındaki dostluk ilişkisine katkısı tartışıldı.
Misafir yazarlar, dostluk olgusuna tarih perspektifinden bakarak Mevlana, Yunus Emre gibi çok değerli isimlerin sözleriyle katkı sağlarken, Bulgar yazarlar ise kendi kişisel izlenimlerini ve Türk edebiyatına duydukları merakı dile getirdiler. Edebiyat ve dostluk ilişkisinin, iki ülke kültürünü birbirine yaklaştıran olgular olduğu konusunda fikir birliğine varan yazarlar, diğer ülke edebiyatını daha yakından tanıma arzularını da paylaştılar.
Fuara katılan ve ana yazı uğraşısı öykü olmasına rağmen roman, masal, deneme, araştırma ve söyleşi türlerinde ürünler de veren Sadık Yalsızuçanlar’a izlenimlerini sorduk.
İyi polisiye iyi edebiyat mıdır diye tartışılırken, polisiye romanların insan suç ilişkisini yeniden gözden geçirmek ve bunu yaparken de toplumun dinamiklerini ifade etme konusundaki başarısıyla ilgili fikir birliğine varan yazarlar, diğer yandan farklı dillerde yazmanın polisiye roman üzerindeki etkisini de tartıştılar.
Çevirmen, editör ve yazar kimliğiyle tanınan, yıllar boyunca Türk polisiye edebiyatına büyük katkılar vermiş ve vermekte olan çok değerli bir isim Algan Sezgintüredi’yle de söyleştik, kendisine fuar izlenimlerini sorduk.
“Bu iki etkinlik, bence, Türk edebiyatı ve Türk kültürüne olan temasım için iyi bir başlangıç, yani benim için kişisel başarı ve memnuniyet kaynağı, çünkü sadece gençken eski Türk büyük yazarlarını okumuştum. Her iki toplantı da, çok büyük olduğunu bildiğim, ancak her zaman Batı, Rus ve tabii ABD'nin gölgesinde kalmış Türk edebiyatını tanımak adına benim için çok faydalıydı. İşte şimdi bu iki etkinlik ve umarım daha birçoğuyla Türk yazarları tanıma fırsatını yakalarız”.
Eylül ayında Biz nehrin çocuklarıyız” festivalini düzenleyen bir sivil toplum kuruluşu, Plovdiv belediyesi ile yeniden işbirliği yaparak doğadan ilham alan çocuk resimlerinden oluşan özel bir sergi düzenliyor. Plovdiv sakinleri ve konukları,..
Dokuzuncusu düzenlenen “Metroda Şiir” etkinliği bugün başlayıp 23 Aralık tarihine kadar devam edecek . Sofya’daki Polonya Kültür Enstitüsü’nün girişimiyle düzenlenen etkinlikte, başkentliler ve misafirleri, metro vagonları ve istasyonlarında,..
"Gel, gel, ne olursan ol, yine gel, İster kafir, ister mecusi, İster puta tapan ol, yine gel, Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da, yine gel... Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz biz.....