Bulgarlar için bayrak, milli birliğin en önemli sembollerinden biridir ve vatanı için hayatını veren binlerce askerin anısı ile ilgilidir. Barış zamanında da bayrak, asker şerefi ve cesareti için çok önemli bir işaret olmaya devam ediyor. 6 Ocak’taki Aya Epifani Yortusunda gelenek üzerine Sofya’da Bulgar Ordusu’nun savaş bayrakları, flamaların ve kutsal bayraklarının takdisi yapılıyor.
Kilise kurallarına göre savaş bayrakları, asker bölümüne verilmesinde bir kez takdis ediliyor, Vaftizci Yahya Günü’nde ise suyun kutsanmasından sonra bayraklar için hayır dua okunuyor. Hristiyan geleneklerine göre Aya Epifani Yortusunda kutsanmış suyun kötü güçleri mahvetme, eskiyi silme, hayat ve yeni başlangıç verme gücü var.
Savaş bayraklarını takdis geleneği, daha 917 yılında ortaya çıktı. O zaman Çar Büyük Simeon tarafından yönetilen Achelous muharebesinden önce savaş bayrakları, Yantra nehrinin sularıyla kutsandı. Bu ritüel, Bulgar devletinin Osmanlı Egemenliğine düşmesine kadar korundu, Kurtuluştan sonra ise bu gelenek, Bulgaristan’ın ilk Savunma Bakanı Pötır Parensov tarafından yenilendi. Savaş bayraklarını kutsama geleneği, 1946 yılına kadar korundu. Bulgaristan’ın cumhuriyet ilan edilmesinden sonra kilise ve su takdisi ile ilgili ritüellere son verildi.
“25 seneden bu yana gelenek yenilendi ve 6 Ocak tarihinde Bulgar ordusunun mensupları ve savaş bayrakları üzerine kutsanmış su serpiyor” diyen Milli Askeri Tarih Müzesi Müdürü Dr. Daniyela Gançeva şunları da açıkladı: “Daha çok eski zamanlarda bayrağın büyük önemi vardı. Bulgar bayrağı için en eski bilgiler, Prens I. Boris zamanındandır.”
Dr. Daniela Gançeva’nın sözlerine göre her alayın tüzüğünde bayrağın kaybedilmesi durumunda alayın ve askeri birliğin dağıtıldığı yazılmıştır.
“Bu yüzden Bulgar askerleri, bayrağını çok korumuştur ve düşman eline düşmesine izin vermemeye çalışmıştır” diye anlatan Dr. Daniela Gançeva, şunları da belirtiyor: “Bayrak, alayın önemli bir kısmıdır. Biz, Milli Askeri Tarih Müzesi’nden yetkililer, ele geçirilmiş Bulgar savaş bayrağı olmadığını teyit edebiliyoruz.”
Çeviri: Rayna İvanova
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesizniz.
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
Bir zamanlar sıra dışı bir semt vardı. Şehirdeki yaşamı birbirine bağlayan Dvoretsa( Kraliyet Sarayı) ve tren istasyonu arasındaki ana yolda bulunduğu için Eski Sofya buradan başlıyordu. Bu alanda insanlar yalnızca buluşup sohbet etmekle kalmadı, aynı..
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.