Bulgaristan Ulusal Sanat Galeri’ye ev sahipliği yapan saray, son derece görkemli ve nitelikli bir sergiye kapılarını açmış bulunuyor. Saray, 1878 yılında Bulgaristan’ın bağımsızlığına kavuşmasından sonra, Bulgar prenslerince mesken olarak tercih edilmiştir ve an itibariyle, salonlarının bir kısmı, yerli ressamların şaheserlerine evsahipliği yapmanın mağrur neşesiyle dolup taşmaktadır. Resimler ünlü sporcu, sanatsever ve filantrop Boyan Radev’in şahsi koleksyonuna ait ve, Radev’in de ifade ettiği üzere, sergi 1968 yılında, Meksika’da, klasik güreş dalında ikinci olimpiyat ödüllerini kazanmış olmalarının 50. yıldönümü şerefine düzenlenmektedir, ki bu da sporcunun sanata tanıdığı önceliğin bir ifadesidir, zira spor camiyasında kutlamalar ancak Eylül ayında gerçekleşecektir. Serginin açılışına katılan konuklar Boyan Radev’i ve Ulusal Galeri’nin müdüresi Slava İvanova’yı coşkulu alkışlarla karşılamalarına istinaden, Slava Hanım şu sözleri sarf etti: “Boyan Radev’i karşılama hususundaki heyecanınız aşıkar, hem zaten kendileri bizim için bir gurur, başarı, gayret ve azim simgesidirler. Bu akşam hepimiz için büyük bir şölen niteliğindedir, zira galerimiz ilk defa meşhur sporcumuzun şahsi koleksyonuna ait en nitelikli eserleri bir sergide toplamak üzere kapılarını açmış bulunmaktadır. Boyan Radev’in “Ben milli bir hazineyim” sözlerine doğruluk payı biçmemek açıkcası haksızlık olur, zira iki defa Olimpiyat şampıyonu ve bir defa da Dünya birinciliği ünvanına erişmiş olmaları, tam anlamıyla milli bir zenginliktir. Fakat görkemli spor kariyerinin yanısıra, gözlerini dünyaya ilk açtığı andan itibaren sanata duyduğu büyük sevgi hayatının adeta ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Milli Galerideki her koleksiyonun aslında ulusal değer taşıdığını belirten Slava İvanova görkemli sergiyi ağırlamaktan son derece hoşnut olduklarını bir daha vurguladı.
Epeyce geniş çaplı olmasına rağmen, serginin kendine has bazı tematik vurguları dikkat çekicidir, ki örnek vermek gerekirse, mesela Vasil Barakov, Davit Peretz ve Zlatyu Boyadzhiev’ten oluşan ‘Baratzite’ grubunu anabiliriz, ki eserleriyle Bulgar resim geleneğinde çığ açarak, daha modern sanatsal ifadelere kavuşturulmasında son derece mühim katkıları olmuştur.
Bunula birlikte, Vasil Stoilov, Benço Obreşkov ve İliya Petrov gibi, milli resmimizin üstadlarına ait eserlerin sergilenecekleri bazı salonlar öngürlmüştür, ayrıca, daha ağırlıklı olarak Fransa’da eser vermiş olan Jorj Papazov gibi bazı modernist isimlerin eserlerine sergide yer verilmiştir. İlginç bir husus ise Sirak Skitnik mahlas ismi ile meşhur olan, 1935 yılında Bulgar Milli Radyo’sunun ilk genel müdürü olmadan önce ressam vasfıyla şöhret kazanmış Panayot Todorov’un eserlerine de sergi kapsamında yer verilmiş olmasıdır.
Serginin açılışından duyduğu gururu törene katılan misafirlerle paylaşmanın memnuniyetini ifade eden Boyan Radev, sözlerine şunları da ekledi: “Bulgar olduğunuz için daima gurur duyun ve birbirinize sahip çıkın”. Slava İvanova’nın söylediklerine ilave edebileceiği pek fazla bir şey olmadığını ifade eden Radev, Milli Galeri’nin müdüresine gelecekte daha nice şaheserlerden oluşan sergilere evsahipliği yapmaları temennisini dile getirerek, Bulgar sanatına verdiği hizmetlerden dolayı, galerinin yönetimini takdir ettiklerini belirtti.
Radev, kendine has üslubuyla, yine şahsi koleksyonuna ait, ancak bu sefer tek bir ressamın eserlerinden oluşan yeni bir serginin en kısa zamanda Milli Galeri salonlarında sanatseverlerin beğenisine sunalacağını belirtti.
Fotoğraflar: Veneta Pavlova ve BGNES
Çeviri: Hüseyin Sakallı
Bulgar okuma evi, halkın maneviyatını ve geleneklerini yüzyıllardır koruyan eşsiz bir kurumdur. Razlog kasabasındaki “Razlog -15 Eylül 1909” okuma evi 115. kuruluş yıldönümünü kutluyor. Bu vesileyle 30 Eylül'de Rila,Pirin ve Rodop dağları..
Yurtdışındaki yurttaşlarımız için yazılan eski ve yeni metinlerden oluşan repertuvarı ile Avrupa’daki 17 başarılı gösterinin ardından “Masal posta kutusu” edebiyat formatı Avrupa tunesine daha 11 yer ile devam ediyor. Etkinlikte Aleksandır..
Varna’da düzenlenen 42. “Altın Gül” Bulgar Film Festivali’nde uzun metrajlı film dalında büyük ödülü, Petar Valchanov ve Kristina Grozeva ikilisinin yönettiği “Triumph” filmi kazandı . Film aynı zamanda iki yönetmenin Decho Taralezhkov..