Ülkemizde evlat edinenlerin sayısı ve aileleri tarafından terkedilen çocukların sayısı arasındaki nispetin yıllar içinde neredeyse değişmemesi, evlat edinmeye aday olan ailelerin elenmesi sisteminde değişiklik yapılması gerektiğine işaret ediyor. Bu hususu öne süren sosyal hizmet sunucusu stk’lar, “Evlatlığın sesi” konulu bir tartışma toplantısı düzenleyerek devlet kurumları temsilcilerini davet ettiler.
Tartışmanın odağında evlatlık çocukların yetiştirilmesinde karşılaşılan zorluklar yer aldı. İlk başta aileler tarafından küçümsenen bu zorluklar, yıllar sonra hayal kırıklığına, hatta çocuğun reddedilmesine yol açabiliyor.
Resmi olmayan verilere göre 2019 yılının ortası itibari ile evlat edinilecek çocukların sayısı 1814, çocuk almak isteyen ailelerin sayısı ise 1533. Bir yılda evlat alınan çocukların ortalama sayısı 500-516 olarak açıklandı, çocukların aday ailelerden çok olmaya devam ettiği belirtildi. Aile bekleyen 923 engelli çocuk varken geçen yılda onlardan sadece 23’ü evlat edinildi, bu yılın başından bu yana ise aile bulan engelli çocukların sayısı 8 olarak açıklandı.Bütün bu veriler Plovdiv Sosyal Hizmetler Kompleksi ve “Evlat Edinilen ve Edinenler” Birliği tarafından açıklandı.
Sosyal Sorumluluk İttifakı uzmanı Nedka Petrova, temsili nitelik taşımasa da bu verilerin problemle ilgili derin analizin yapılmasına meydan sağladığını belirtti.İnsanın hayatında kalıcı travma bırakabilen en acılı konu olarak evlatlıktan çıkarma prosedürüne işaret etti uzmanlar.
“Şunu kaydetmek gerekir ki biz büyükler, çocuğun hayatına girmiş oluyoruz. Evlat edinen veya aday olan aileler, çocuğu özellikleri ile, kimliği ile, tavrı ile birlikte kabul etmeliyiz. Bu çocuğun artık hayatımızın sonuna kadar bizim olduğunu kabul etmemiz, beğenmediğimiz hoşlanmadığımız bir şeyden ötürü edindiğimiz evlattan vazgeçme imkanını yok saymamız gerekiyor” diyen Nedka Petrova, şöyle devam etti: Bu çocuğun belirli bir birikimi var, yaşadığı travmalar var. Bu travmaları tedavi etmek, mutlu olması için gerekli şartları sağlamak ise bizim vazifemizdir. Yasaya göre evlatlıktan çıkarılması ile birlikte çocuk doğuştan olan kimliğine dönmek mecburiyetinde. Bu sık sık çocuk 15-16 yaş gibi zor yaşta olduğu dönemde oluyor. Sonuçta birey olarak yeni yeni oluşmaya başladığında kimliğini bir kez daha yitirmiş oluyor evlatlıktan çıkarılan çocuklar. Evlat edinildiğinde diyelim ki 5-6 yaşında olan çocuğun adı bir kere değiştirildikten sonra uzun bir prosedür sonucu artık mesela 16 yaşındayken tekrar doğuştan olan adına dönüyor. Düşünün okulda ilk yarıyılda Valeri adını taşıyan çocuk ikinci yarıyılda Vladimir olabiliyor, kendisini beklemeyen biyolojik ailesine dönüp onların mirasçısı oluyor. Bu üstesinden gelmemiz gereken, çocuk için en doğru kararı aramamız gereken çok zor sorunlardır” şeklinde konuştu Nedka Petrova.
Aday ailelerin eğitimi konusu da önemli. Düzenlenen toplantıda ailelere verilen eğitimin hem nicelik hem nitelik bakımından yetersiz kaldığı görüşü paylaşıldı. Aileleri değerlendiren uzmanların hem teorik hem pratik hazırlık seviyesi de daha yüksek olmalı. Aileler seçilirken çocuğun gözü ile bakılmalı.
Evlat almak isteyen ailelerin yaşı da bu bağlamda önemli bir etken olabilir. Yaşanan problemlerin büyük bir bölümü çocuk ve aile arasındaki yaş farkının büyük olmasından kaynaklanıyor.
Çeviri:Tanya Blagova
1 Aralık tarihinde resmi olarak göreve başlayan Avrupa Komisyonu'nun yeni yönetiminin geçtiğimiz Çarşamba günü onaylanmasıyla birlikte , sadece parayla değil aynı zamanda politika larla da ilgili olan gelecek yıl için Avrupa..
Dünyanın farklı ülkelerindeki Bulgar topluluklarından soydaşlarımızın, ülkemizdeki memurların "Bulgar olduğunu söylüyorsun, ancak Bulgarca bilmiyorsun” azarlamasıyla karşılaşması alışılmadık bir durum değil. Bunlardan biri Arnavutluk’tan Bledar..
Pleven’de Noel köyü kuruldu . Şehir sakinlerinin 2024 yılını uğurlama ve yeni 2025 yılını karşılama heyecanı ve neşesini artırmak için belediye tarafından hazırlanan kutlama programı, 2 Aralık’ta “Vazrajdane” meydanında düzenlenecek olan Noel ağacı..
Dünyanın farklı ülkelerindeki Bulgar topluluklarından soydaşlarımızın, ülkemizdeki memurların "Bulgar olduğunu söylüyorsun, ancak Bulgarca bilmiyorsun”..
1 Aralık tarihinde resmi olarak göreve başlayan Avrupa Komisyonu'nun yeni yönetiminin geçtiğimiz Çarşamba günü onaylanmasıyla..