Kuraklık ve yetersiz sulama nedeniyle Şumen bölgesinden sebze ve meyve üreticileri büyük zararlara uğruyor. Bazı üreticilerürününü, Şumen Üretici Kooperatif Pazarı’nda satıyor.
Radko Dimitriyevo köyünden 20 yıldır sebze üreticiliği yapan İvanka Mihova bu yılı “zor bir yıl” olarak değerelendiriyor ve “böyle kurak bir yılı hatırlamıyorum” derken şunları paylaşıyor”:
Çok zor bir yıl. Suyumuz yok. “Sulama Sistemi” Müdürlüğü ile sözleşmemiz var, fakat gerekli su temin edilmiyor damlama sulamayı yapmak için. Cevap hep ayni-yapabilecekleri bir şey yokmuş, aynı zamanda ise mısırların sulaması için su temin edilmiş, ki orada sulama sistemi bile yok. Anlayacağınız gibi su, istediği gibi akıyor.Hatta su rejimi uygulansa, buna da razıyız. Tek isteğimiz var- su borularında damlama sulama için gerekli basıncın sağlanması.
Bu nedenle de büyük zarara uğrayacağız, su yetersizliğinden dolayı ve sebzelerimize gerekli suyu sağlayamadığımız için.
Su yetersizliğinin yanısıra Şumen Üretici Kooperatif Pazarı satıcıları, müşteri eksikliğinden de yakınıyor. Müşteriler ise bazı sebze ve meyvelerin yüksek fiyatlardan şikayetçi:
Bulgar malının kıymeti bilinmiyor, çünkü yerli ürünler daha pahalı, ama daha lezzetli. Fakat insanlar daha ucuza kaçıyor. Talep yok, müşteri yok. Bir bakın, heryerim mal dolu.
Şumen Pazarı’nda başka bir satıcıya mikrofonumuz uzattık:
Fiyatlar yüksek değil,hatta normal diyebilirim, çünkü kuraklıklıktan dolayı hiçbirşey yetişmiyor. Ürünler çok zor bakılıyor, zor yetiştiriliyor. Kuraklık var, susuzluk var,tek sözle herşey çok zor şartlarda yapılıyor. Patates, soğan, domates, salata , havuç yetiştiriyorum, fakat hepsi çok fazla iş istiyor. Yaptığımız işe karşılık gerekli parayı alamıyoruz. Pazarda talep çok az.
Şimdi en fazla sebzenin arandığı mevsim değil mi, diye sorduk. Şu cevabı aldık:
En yoğun sezon, ama pazarda insan yok. İnsanlar büyük zincirmarketleri tercih ediyorlar. Büyük zincir marketler ise küçük üreticileri yok ediyor. İnsanlar öyle alışmış- markete girince ekmek, peynir vs mal satın aldıktan sonra meyve ve sebzeleri de oradan satın alıyor. Ve altını çiziyorum, oradaki sebze ve meyveler yerli ürün değil. Bu yıl,son 5-6 yılın en zayıf yılı olacak.
Peki, satamadığınız sebzeleri ne yapıyorsunuz şeklindeki soruya sebze satıcısı çok anlamlı bir cevap verdi:
Çöp kazanına, tavuklara atıyorum...öyle...bundan dolayı da zararlarımız çok büyük ve masraflarımızı bile kapatamayacağız.
Bir de Şumenlilerin nabzını yokladık – Bulgar sebze ve meyveleri, yoksa ithal olanları mı tercih ediyorsunuz?
Ben şahsen Bulgar ürünlerini tercih ediyorum. Hatta semtteki manavda yerli sebze ve meyve getirmedikleri zaman kavga ediyorum, yerli ürün seçemiyorum diye.
Sebze ve meyvelerinizi nereden satın almayı tercih ediyorsunuz- mahaledeki bakkaldan yoksa belediye pazarından mı?
Belediye pazarını tercih ediyorum ve Dibiç köyünden oradaki kadın satıcıdan alıyorum. Hatta üreticilerden satın almaya özen gösteriyorum, hem onlara destek olmak, hem de onlara daha fazla güvendiğim için. Arabuluculara güvenmiyorum, çünkü sebze borsasından malı getirip istedikleri etiketi ve ismi koyuyorlar.
İthal sebzeleri tercih etmiyor musunuz?
Sadece ve sadece kış aylarında. Yunanlılar bana çiftçiliği öğretemez, çünkü bizler tüm Avrupa’yı bahçivanlığın sırlarını öğretmişiz.
Kış demiş iken, kışlık turşular hazırlıyor musunuz diye sorduk bir müşteriye ve şu cevabı aldık:
Tat olarak büyük marketlerde bulamadıklarımız kendim hazırlıyorum. Mesela küçük şeyler-örneğin acı biber, domates konservesi, onları her zaman evde hazırlamayı tercih ediyorum.
Şumen Koopretif Pazarı’ndaki başka bir mişteriye de aynı soruyu sorduk:
Dondurucuda közlenmiş biberler koyuyorum, yeşil domatesleri kavanozlara dolduruyorum. “Meşana” dediğimiz “Karışık turşu” hazırlıyorum ve içine havuç koyuyorum. Ama şunu da itiraf etmem gerekiyor- eskiden çok daha fazla kışlık hazırlıyorduk, şimdi miktar olarak daha az yapıyoruz.
Pazardaki sebze fiyatları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şunu söylemem gerekiyor- fiyatlarda hafif bir artış var. Fakat buna rağmen bu fiyattan bir üretici bana sebzeleri satıyorsa, kendisine kırılmayacağım, daha pahalı da olsa onu tercih edeceğim, çünkü daha az miktarda sebze alabilirim. 1 kilo yerine yarım kilo satın alabilirim, ama sebzenin Bulgaristan’daki güneşin altında yetiştiğini bilmem yeterli.
Çeviri: Şevkiye ÇakırMeslek hayatına gazeteci olarak BNR Şumen Radyosundan başlayan Türkan Ali, günümüzde çok uzaklarda, İngiltere, Cambridge’de Pazar Bulgar okulu açtı ve kendini çocuklara ana dili ve vatan dili öğretmeye adadı. “Vasil Levski” okuluna Cambridge’de..
BNR Hristo Botev programından Zornitsa Gırkova, Dolni Dıbnik kasabasından Denitsa ve Radoslav Getov ailesine konuk oldu. Genç aile başta salata ve domates olmak üzere, bölgeye has kavun ve karpuz yetiştiriyor. Evin bahçesinde ve tarlada da..
Yeni öğretim yılının ilk gününde “Haftaya başlarken” programında mikrofonlarımızı öğretmenlere, öğrencilere ve ebeveynlere uzattık. Kaolinovo “G.S. Rakovski” Ortaokulu ve Lisesi’nin Müdür Yardımcısı Ruziye Halilova, oradaki atmosferi aktardı:..
İki kez Avrupa şampiyonu olan, Bulgaristan'a üç dünya madalyası kazandıran güreşçi Efrahim Kamberov ile Naim Süleymanoğlu'nu konuştuk. Kamberov, Naim..