Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2025 Tüm hakları saklıdır

Size Dobruca’dan aşurenin bereketini sunuyoruz!

Aşure ayı geldi mi, evlerimizi tatlı bir heyecan alır.

Yeni hasat buğdayın olmasına dikkat edilir, çevizler kırılır, köşede bucakta korunan bakla taneleri, fasulye gibi aşure için olmazsa olmaz bakliýatlar hazırlanır. Aşure gününde evleri güzel ve tatlı bir koku alır, herkes aşurenin hazırlanmasını sabırsızlıkla bekler. Evin hanımı, komşulara tas tas bolluk ve bereketin simgesi olan aşureyi ikram eder ve hayır dualarını alır.

Bu yıl da, pandemi dönemi olmasına rağmen, ülkemizin birçok bölgesinde aşureler hazırlandı, dağıtıldı, tadıldı ve dualar okundu.

Başta Dobriç “Mevlâna-2012” Halk Kültürevi sekreteri Nurten Köse olmak üzere, kültürevi üyeleri, örnek bir davranış sergileyerek farklı bir etkinliğe imza attılar.
Aşureye  herkes kendinden birşeyler kattarken ortaya Dobruca’ya özgü bir yemek çıktı.

“Mevlâna-2012” Halk Kültürevi sekreteri Nurten Köse, Bulgaristan Radyosuna konuşurken “Ekin, yani buğdayı, zerdeliyi, ceviz gibi kuru yemişimizi hazırladıktan sonra büyüklerimizden gördüğüm gübü buğdayı yedi kez yıkadım, aptezimi aldım, dualirımla aşuremizi hazırladık ve bu topraklarda yaşayan Türk, Bulgar Tatarlara ikram ettik, herkesin hayır duasını aldık” dedi.


“Mevlâna-2012” Halk Kültürevi’nin kapılarının her zaman açık olduğunu Nurten hanım şu sözlerle özetledi: “Dün Sofya’dan iki genç, “ Tanrı misafiri “ misali,  bizi ziyaret ettiler. Tsveti ve Radi, deniz doğru  yolculukları sırasında Dobriç’e uğramışlar, bizden bahsedilince de misafirimiz oldular, aşuremizi tatma imkanları oldu, ben onlara türküler söyledim, hep beraber eğlendik ve doğrusu çok, ama çok etkilendiler.”

Halk kültürevi, pandemi döneminde kısıtlı da olsa, etkinliklerine ara vermedi.

Gerek çocuklar, gerekse üyeleri sayesinde  “Mevlâna-2012” Halk Kültürevi hep cap canlı kaldı.

Bundan sonra da büyük planları var Nurten Köse’nin, mesela çocuklar için bir dans grubu kurmak ve farklı festival ve etkinliklerde yer almak. “Gerçi, komşu Kruşarı köyünde geleneksel  festivale bu yıl katılamadığımızdan dolayı üzgünüz, orada her köyden gelen gerek Bulgar, gerek Türk ve gerekse Tatar yemekleri tanıtılıyor, büyük şenlikler oluyor. Ama yeni festivallerde buluşacağımızı umuyoruz” dedi ve Bulgaristan Radyosu dinleyicileri için çıplak sesle söylediği güzel bir türkü de aramağn etmeden geçemedi!


Röportajın tamamını yukardaki ses dosyasından dinleyebilirsiniz.

Fotoğraflar: Nurten Köse/facebook



Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Beloslav Cam Fabrikasında yüzyıllık imalat geleneği devam ettiriliyor

Bu lgaristan’da tek Cam Müzesi, Beloslav şehrinde, Varna Gölü kıyısında yer almaktadır . 1893 yılında Mushalan kardeşleri tarafından burada kurulan Bulgaristan’daki ilk cam fabrikası, varlığını günümüze kadar sürdürerek yüzyıllık cam imalatı..

Eklenme 24.04.2025 10:04

Köydeki hayat halk bakkalı ile canlandı

Montana ilinin Georgi Damyanovo Belediyesine bağlı bir dağ köyü olan Dalgi Del, Ogosta nehrinin yukarı kısmında, neredeyse Sırbistan sınırında yer alır. Kadim tarihe sahip olan köyün Roma döneminde kurulduğu sanılır. Roma İmparatoru Trajan..

Eklenme 22.04.2025 08:05

Mariya Öztürk: Dinler arasında kurulan köprüler insanı zenginleştirir

Yıllardır Bulgaristan ve Türkiye arasında gidip gelen ve pasta süsü yarışmalarında gerek katılımcı gerekse de seçiciler kurulu üyesi olarak yer alarak ülkemize ün kazandıran Mariya Öztürk’ün elinden çıkan son eser, Roma’da bulunan “Aziz Petrus”..

Eklenme 20.04.2025 05:15