Yeni Meclis adayları, bu seçimlerde en güçlü oyuncu olan koronavirüs salgını ile baş ederek seçmenlerin tutumunu kendi lehine değiştirebilecek mi? Bu soruyu cevaplamaktan kaçınan sosyolog ve siyaset uzmanlarının temkinliği, yapılacak oylamanın en kesin özelliğinin tahmin edilemezlik olacağını teyit ediyor.
Seçim kampanyasını tuhaf olarak değerlendiren siyasi PR uzmanı Lyubomir Alamanov, çoktandır böylesine dolu vaat sepeti görmediğini söyledi.
BNR Plovdiv Radyosuna konuşan uzman "Bol elden dağıttıkları vaatlerinin yüzde 10'unu dahi yerine getirirlerse eğer, bundan bir yıl sonra cennet köşesindeymişiz gibi yaşayacağız" dedi ve şöyle devam etti:
"Partiler biraz korkmuş durumda, çünkü insanlar şimdiki siyasi sistem modelinin çarpıtılmış olduğunu idrak etmeye başladı. Bunlar standart partiler değil, bunlar menfaatlere göre oluşan gruplar olup belirli değerler veya politikalar değil, iktidarda olma isteğini savunuyorlar" diyen Alamanov, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu durum yeni oluşumlar için anlaşılır olurken iktidar olmuş olan ve önde yerlere gelecek yapıları ve insanları bulunması gereken eski partiler için tamamen anlaşılmazdır."
Oyuncu, sporcu ve influencer dolu aday listelerini basit bir oltaya benzeten, fakat seçmenlerin avlanmayacağını söyleyen siyasi PR uzmanı, bunun salgından dolayı tanınır hale gelen ve şimdi oy çekmek için kullanılan milletvekili adayı doktorlar için de bir ölçüde geçerli olduğunu öne sürdü.
"Bazı siyasi güçlerin dönemler boyunca Halk Meclisi'nde olduklarını ve reform yapmak isterlerse eğer, şimdiye kadar bunları yapmış olacaklarını unutmamak gerekir. Yani mesele bir iki doktorun listelere dahil edilmesi değil" diyen uzman, şöyle devam etti: "Şu an insanlar, korktukları ve sıkıntılı oldukları için seçim vaatlerine pek kulak vermezler. Her birimizin koronavirüsten etkilenen, işsiz kalan veya geleceğine ilişkin korkan eşdostumuz var. Bu endişe, insanları tanımadıkları umut yerine tanıdıkları kötülüğe oy vermeye itebilir".
Sosyolog Tsvetozar Tomov'un öne sürdüğü gibi seçimlere katılım oranının düşük olması ve insanların sandık başına gitmekten korkmaları, yani seçim arifesinde Covid-19 ile ilgili gerginliğin artması, iktidarın menfaatine uygun düşüyor.
BNR Varna Radyosuna konuşan uzman, bununla birlikte durumun feci boyuta ulaşması halinde bunun iktidar için tatsız şaka etkisini yaratabileceğini de belirtti:
"Seçim gününe yakın gerçekleşmesi beklenen salgının en ağır pikine yaklaşıyoruz. Bu arada aşılama sürecinde ilerleme yok, bulaşanların ve hastaneye, karantinaya alınanların sayısı artıyor. Covid-19 ile ilgili gerginlik de tırmanıyor. Seçimlerin yaklaşması ile ölüm oranı da yükselecek. Dolayısıyla sosyolojik raştırma yolu ile saptanan şimdiki tablonun ne ölçüde değişeceğini tahmin etmek epey zor" diyen Tomov, seçimlerin korku ve iktidara güven eksikliğinin arttığı bir ortamda yapılacağı tahminini paylaştı.
Sözlerine göre korku seçimlere katılım oranının hızla aşağı çekebilirken, iktidara olan güven eksikliği ceza oyu seferber edebilir.
Sosyoloji uzmanı sözlerine son verirken en büyük korkusunun bu seçimlerden sonra ülkedeki siyasi gerginliğin artması ihtimali ile ilgili olduğunu paylaştı.
Çeviri: Tanya Blagova
Sıradaki erken genel seçimler artık arkada kaldı. Geçen erken seçimlere kıyasla katılım oranın biraz daha yüksek olması dışında, siyasi tahminlerde ve politik yapılaşmaların ne olacağı ve nasıl bir kabine ortaklığı kurulacağı sorularına yanıt bulmak yine..
Bulgaristan vatandaşları üç yılda yedinci kez olmak üzere sandık başına geçti. Bu yıl Haziran ayında olduğu gibi, şimdi de katılım düşük. Bulgaristan radyosu Sofya merkezinde anket yaptı ve insanların nabzını yokladı. Ülkeye sağlam bir yönetim..
Üç yıldan kısa sürede üst üste 6. kez düzenlenen erken genel seçimlerin öncesinde yönetim ümitsizliğinin Bulgaristan vatandaşlarına verdiği yorgunluk aşikâr olurken son derece cılız seçim kampanyasına bakılırsa yorgunluğun siyaset alanında da..