Bir cezaevinin umut ruhunu, diğer insanlara kavuşturulan özgürlüğün bedelini, hepimizden bir parçayı oluşturan tarihi taşıması mümkün müdür?
Veliko Tarnovo’nun müzeye çevrilmiş mahpushanesinden bahsederken bu sorunun cevabı kesinlikle ‘evet’ olacak. 1854 yılında Osmanlı makamlarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere ülkemizde inşa edilen bu ilk oryantal tipi cezaevi mahkeme duruşmalarına katılmak üzere Ruse veya Sofya’ya götürülmeden önce kısa süreliğine hücrelerine kapatılan yüzlerce Bulgar devrimcisinin anısını korumakta. Sofya’ya götürülüp darağacına çekilmeden önce 27- 31 Aralık 1872 tarihleri arasında Vasil Levski de bu hapishanenin tek kişilik bir hücresinde tutuluyor. Levski’nin bulundurulduğu hücredeki durum olduğu gibi korunmakta.
Tırnovo hapishanesinden kaçmayı başaran tek Bulgar devrimcisi kim, bunu nasıl başarıyor ve bu yere ilişkin ilgi oluşturan diğer tarihsel gelişmeleri öğrenmek istiyorsanız, Bulgaristan Radyosu koleksiyonundan "Veliko Tarnovo Cezaevi Müzesi yüzlerce devrimcinin anısını koruyor" yazısını okuyabilirsiniz.
Editör: Vesela Krasteva
Dünya Sağlık Örgütü tarafından “vücutta sağlığı bozacak ölçüde anormal veya aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlanan obezitenin önlenebilir bir sağlık sorunu olduğunu hatırlatmak ve toplumu sağlıklı yaşam konusunda bilinçlendirmek amacıyla,..
30 kadar devlette bulunan 3000’e yakın müzede düzenlenen Avrupa Müzeler Gecesi kapsamında akşam saatlerinde kapılarını vatandaşlara ücretsiz olarak açan müze ve galeriler, ziyaretçilerine farklı ilginç etkinlikler sunuyorlar. İlki 2005..
Çernooçene yöresinde uzun zamandır süregelen asırlık "Martıfal" geleneği, son yıllarda giderek daha fazla canlılık kazanıyor. Hıdırlezin gelişiyle ağaçların tomurcuklanması, ekinlerin ekilmeye başlaması, havaların ve toprağın ısınmasıyla..