Genç yazar ve gazeteci Emine Sadkı, Bulgaristan’ın Deliorman bölgesine hayali bir yolculuğa çıkarıyor bizi ilk romanı “Kervan za garvani”-“Kargalar kervanı” ile.
25 yaşındaki Emine, Dulovo doğumlu. Halkla ilişkiler bölümü mezunu. Birçok proje ve festivalde gönüllü olarak yer aldı. 2018 yılında "Demir Baba'nın avuçlarında" isimli ilk Çağdaş Sanat ve Kültür Festivali’ni organize etti.
2019 yılında Şumen Üniversitesi’nin düzenlediği Üniversite Öğrencileri için ulusal “Boyan Penev” edebiyat yarışmasına katıldı.
Burada birincilik ödülünü kazandı. Birincilik ödülü ise kitap yayınlamak.
Ödülü kazandıktan sonra iç dünyasında uzun zamandır sorguladığı konuları kaleme alma kararı alarak Deliorman insanını anlatmaya başladı Emine.
Peki romanın ismi neden “Kargalar kervanı?” sorusu üzerine “Aslında “Kargalar kervanı” bir metafor. Kitap Abdul Latif Al – Laabi’nin bir dizesi ile son buluyor: “Yol ortasına serilmiş, doğuya başımı çevirmiş bir halde, ben deliler kervanını bekliyorum” diyor şiirinde. Kargalar kervanı aslında bu şiirin “deliler kervanı” metaforunu anlatıyor. Deliler kervanı başlık olarak biraz sert olacağından, kargalar metaforunu kullandım. Neden kervan, çünkü yine bir metafor olarak kervan insanlar arasında bir kültür alışverişi için çok güçlü bir imkan, çünkü hareket olan yerde, tekerleklerin döndüğü yerde, insan yoğunluğu güçlü. Kervanlar aslında birer kültür taşıyıcılardır da” diye cevap verdi Emine Sadkı.
“Gençlik Programı”na konuk olan Emine Sadkı ile söyleşinin tamamını ekteki ses dosyasından dinleyebilirsiniz:
“Kargalar kervanı” romanını şöyle anlattı bize: “Kitabın baş kahramanı Todorov 46 yaşında bir kişi. Doğduğu günden beri küçük bir kasabada yaşıyor. Kitabın ilk bölümünde Todorov’un eski hayatının son günü anlatılıyor. Todorov, bu küçük kasaban çıkıyor, otostop ile yola çıkıyor. Bir an geliyor Todorov’un hayatı Mila’nın hayatı ile kesişiyor. Ancak burada belirtmek isterim ki, aşk karşılaşması değil bu, başka bir karşılaşma. Todorov aşkı da buluyor, ama romanın başka bir kahramanında buluyor o aşkı… “
Emine Sadkı, genel olarak romanında kendi hayata bakış açısını anlatıyor. Ülkede olup biteni tasvir etmek için edebi bir yol seçerek hikaye aracılığı ile bunları anlatıyor.
Biraz da sitem var Emine’nin sözlerinde “Ki bence ülkemizin bulunduğu sistem çok demokratik bir durum değil, çünkü bu küçük taşra kasabalarının birçoğu, hatta Sofya dışında herşey bir şekilde küçülüyor, kültürden mahrum kalıyor” dedi genç yazar.
Peki bunun dışında başka hangi konulara değiniyor?
“Kitapta birçok topluluğu farklı etnisitelerin hayatı anlatılıyor. Bunlar Bulgarlar, Türkler ve Romanlar… 1989 olaylarını, Soya dönüş sürecini konu ediyor. Ancak alışageldiğimiz şekilde değil, farklı bir şekilde yaklaşıyorum bu konuya. Evet, acılar yaşanmış. Başkalarına karşı güç sergileyen insanların çoğunun ellerinde bunu yapmama imkanı da varmış, kitapta tam da bu “gücü kullanmama” seçimi işleniyor.”
Bulgaristan’ın küçük taşra kasabalarındaki hayat gailesini anlatan genç yazara bir de kendi hayatında bu konuya nasıl baktığını sorduk. Bu küçük kasabalardan gençlerin büyük kasabalara, başka ülkelere göç etmesi ile ilgili şunu söyledi Emine:
“Bence, yaşadığın yer sana ekonomik, siyasi ve kültürel bakımdan iyi bir yaşam standardı sunuyorsa, nerde yaşadığın fark etmiyor… “
Röportaj: Özlem Tefikova
Fotoğraflar: Emine Sadkı, Boyana Petrova (BNR Şumen Radyosu)
Roma’dan daha eski bir kent, bir dünya şehri düşünün. Medeniyetler beşiği ve antik dönemlerden günümüze kadar gelen bir kültür ocağı! Onun adı Plovdiv! Büyük İskender’in babası 2. Filip tarafından 2. asırda kurulan kente Filipopolis adı..
Kapya hasadı sezonunda Kirkovo’ya bağlı Çorbadjisysko ve etraf köylerinden biber üreticileri, mahsulu toplamak üzere tarlalara akın ediyorlar . Yaklaşık 200 dekar biberin yetiştirildiği bu bölge, Kirkovo Belediyesi’nde kapya üretiminde birinci..
Geleceği her ne kadar dizayn etmeye çalışırsak bazen hayatımızı asıl belirleyen şey, rastlantılar olur . Bir buraya bir oraya savrulup tesadüfler dizisi peşinde sürüklenen insanın kendini muhteşem bir masalın içinde bulması da ihtimaller dahilinde...
Yaşadığı yerin kültürel ve dini zenginliğini temsil eden, barış ve sevgi mesajlarını resim ve yazılarıyla duyuran bir kızla tanışacağız- Dilek Yüksel...