Yüce Rabbimizin muhabbetinin eseri ve âlemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.s.) yaratılan varlıkların en üstünüdür. O, Her şeyden önce bir insandır, ama aynı zamanda peygamberler silsilesini mühürleyip kapatan Allah’ın son elçisidir. Peygamber Efendimizin övülmeye ihtiyacı yok, zira onu bizzat Cenâb-ı Allah övmüş, meleklerine de övdürmüştür. Böyle olmakla beraber bizler de Rasûl-i Kibriya Efendimize salât ü selâm eder, onu över ve hürmetle anma mecburiyetinde olduğumuzu biliriz. Ama bizim övgümüz onun ihtiyaç duymasından ve şanının yücelmesi için değil, ona intisap etmekle, onun mübarek ismini anmakla kendi derece ve şanımızı yükseltmek amacıyladır. Tabiî, bir de Allah’ın emrini yerine getirmek suretiyle, Onun övdüğünü övüp sevdiğini severek her şey yoktan var eden Yaradana yakın olmak arzusuyla böyle hareket etmekteyiz.
Allah Teâlâ, Peygamber Efendimizi yaratmakla, sevmekle ve sevdirmekle kalmamış, onu her konuda bizlere model olarak göstermiştir. Elinden geldiğince Peygamberimizi örnek alan bir insan hayatta muvaffak olup Allah’ın rızasına nail olma gibi yüce bir şana kavuşmakta ve hakikaten mutlu olmaktadır.
Her Müslüman Peygamber Efendimize gönülden inanır ve sever. Ama bu inancın derinliği ve sevginin derecesi her Müslümanda farklı olabilir, buna göre, Peygamberimizi örnek alma şeklinin tezahüründe bu farklılıklar görülebilir. Birisi Peygamber Efendimizin ahlâkî faziletlerine, diğeri şeklî özelliklerine, başka biri ibadet hayatına, bir diğeri de günlük muamelâtına ağırlık verebilir ya da onun olaylara karşı hikmetli yaklaşımını, ince düşüncesini ilke edinmiş olabilir. Bunların her biri takdire lâyık davranışlardır, fakat esas olan Peygamber Efendimizi bir bütün olarak görmek, onun mübarek hayatını hayatımıza taşıyabilmektir. Dolayısıyla çabamız, Allah’ın son elçisi Hazreti Muhammed’in söz ve davranışlarının mecmuu, toplu hâli demek olan sünneti a’dan z’ye örnek alma yönünde olmalıdır, bu çabamız da bir ömür boyu sürmelidir. Çünkü o, bizim için her konuda üsve-i hasenedir, izlenebilecek en güzel modeldir.
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
Ortodoks Kilisesi, 20 Aralık’ta Aziz İgnatius gününü kutluyor. Bulgarların halk takviminde İgnajden olarak adlandırılan bu günde Meryem ananın doğum sancılarının başladığına inanılıyor. Bu inanış “İganjden’den Noel’e kadar Meryem ana acı çekti”..
Kelime anlamı itibarıyla “dönmek, geri dönüş, dönüş yapmak, rücu etmek” anlamlarına gelen tövbe kavramı, dinî literatürde mezmûm/zemmedilen, yerilen, kötü ve olumsuz şeylerden vazgeçip övülen, güzel ve olumlu şeylere yönelmek şeklinde tarif edilmektedir...