Kökü itibarıyla yalnız kalan, geriden giden şaşkınlık yaşayan anlamlarını ihitva eden yetim kelimesi, Türkçede öksüz kelimesiyle de karşılanmaktadır. Reşit olmayıp babası vefat eden çocuklar İslâm hukukuna göre yetimdir.
İslâm hukuku, babayı evin direği olarak kabul edip ailenin geçimini onun üzerine yüklediği için babasız kalan ev ve çocuklar maddî açıdan sıkıntı yaşayabilmektedir. Bu, asla anneyi küçümseme anlamına gelmez, bilakis annenin çocuğun ruhî ve manevî gelişimi üzerindeki etkisi eşsizdir. Ancak İslâm dini, öncelikle insanın hayatta kalmasını temin etmeyi hedeflemektedir. Bu bakımdan ailenin fizikî ve maddî anlamda ailenin varlığını sürdürmesi itibarıyla geleneksel İslâm toplumu anlayışında babanın rolü apayrıdır.
Bu açıdan babasını kaybeden çocuklar, başta annesi ve yakınları olmak üzere bütün Müslüman toplumunun sorumluluğundadır, yani emanettir. İmkânlar ölçüsünde emanete sahip çıkmak ise her Müslümanın sorumluluk alanındadır.
İslâm dini, yetimler hususunda öncelikle onların mallarına zarar verilmemesini emretmektedir. İkinci olarak onlara maddî anlamda yardım edilmesini öğütlemektedir. Üçüncü olarak da yetimlere maddî boyuttan öte yakın bir ilgi gösterilmesi öğretilmektedir. Bu hususta en güzel örnek ise Hazreti Muhammed’dir. Kendisi bir yetim olan İslâm Peygamberi, yetimlerin başının okşanmasını, onların anne-babalarının yerini nisbeten de olsa dolduracak davranışlarda bulunulmasına örnekleriyle göstermiştir. Bir de bütün bu güzel davranışları cennete girme vesilesi olarak müjdelemiştir.
Yetimlerin beklediği yardım ve sıcak ilgiyi, İslâm toplumunda devlet, vakıflar kuruluşları ve toplum içerisindeki duyarlı insanlar el ele vererek sağlamışlardır. Bugün de hem Müslüman toplumlarında hem de genel anlamda bu emanete sahip çıkma yine duyarlılığa dayalı bir işbirliğiyle sağlanabilir.
Bu anlamda toplumun bir yarası olarak ortaya çıkan yetimlere yardım ve ilgi sorunu Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü tarafından tespit edilmiş ve dokuz yıldan beri bir sosyal duyarlılık projesi olarak yetimlere sahip çıkma gayretleri gösterilmektedir. Müslüman halkın büyük bir teveccüh gösterdiği bu proje kapsamında her sene yüzbinlerce leva yardım toplanarak yüzlerce yetime aylık yardımlar yapılmakta, sorunlarına kısmen de olsa çözümler üretilmektedir. Bu bağlamda 2021 yılında 353 yetim çocuğa her ay 60 leva yardım yapılmaktadır. Ayrıca elbise, gıda, eğitim araç gereçleri gibi ihtiyaçlarına da katkı sağlanmaktadır.
Büyük bir hassasiyetle yürütülen bu sosyal yardım projesini 2022 yılında da sürdürmek için 22-28 Kasım 2021 tarihleri arasında düzenlenen Yetimler Haftası esnasındaki “Bir Yetime Kefil Ol” yardım kampanyasına her duyarlı insanın katılması ve karınca kararınca yardım ve ilgisini sunması toplum sağlığı açısından büyük önem arz etmektedir.
İnançlı kişiler olarak hani hep “Cennete girebilecek miyiz?” kaygısını taşırız ya... İşte bir yetimin yüzünü güldürerek cennete bir adım daha yaklaşma fırsatı elimizde...
Yetimler yetimi Hazreti Muhammed (s.a.s.) “Müslümanlar arasından kim bir yetimi alarak yiyecek ve içeceğine ortak ederse, affedilmez bir günah (şirk) işlememişse, Allah mutlaka onu cennete koyacaktır.” Buyuruyor. Ayrıca yetimi gözetenle cennette beraber olacağını da başka bir hadisiyle müjdeliyor.
Öyleyse fırsatı kaçırmayalım...İnsan, Cenab-ı Allah tarafından yaratılmıştır. Bu yaratılışın ilk faslı ruhlar aleminde, elest bezminde gerçekleşmiş, ikinci faslı cennette yaşanmıştır. Devamı ise dünyada yaşanmaktadır. Varlığını yeryüzünde sürdüren insanın genetiğinde yaratılış..
İslâm dini insanın bütün hayatını kuşatan itikadî, fıkhî ve ahlâkî normlar bütünüdür. Hatta İslâm dinî sadece dünya hayatıyla sınırlı olmayıp dünya ötesi, ahiret hayatı ile ilgili konulara da taalluk etmektedir. İnsan, ömrü boyunca her an bir şeyler..
Şükür, insanın fıtratından gelen, yani doğal özelliklerinden biridir. Yapılan iyiliğe, verilen nimete değer vermek, kadirşinaslık göstermek ve bunu bir şekilde şükran ve teşekkür ile dile getirmek anlamına gelen şükür, nankörlüğün zıddıdır. Zira nankörlük,..