"Stranca" Aytos’un en yoksul semtlerinden biri ve burada İsus Hristov, kalabalık ailesiyle birlikte, son derece yoksul şartlarda, elektriksiz, susuz ve yatacak yatak dahi olmayan bir evde yaşıyor. Annesi ise 10’cu çocuğuna hamile.
15 yaşındaki İsus, birkaç gün önce içinde kimlik, banka kartı ve 140 leva olan bir cüzdan bulup, hemen polise teslim etmişti.
Yapılan iyiliğin karşılıksız kalmadığını kanıtlayan olaylar tam olarak bu noktadan başlıyor. İsus’un hikayesini sosyal ağlardan okuduktan sonra, Pavlina Stamatova ile birkaç üniversiteli arkadaşının, İsus’un uzun zaman unutamayacağı bir doğum günü düzenlemeye karar vermesiyle başlıyor iyiliğin yayılması. Pavlina şunları paylaştı:"Doğum günü için ne istediğini sorduk, o da kıyafeti, ayakkabısı olmadığını söyledi. Ona pasta aldık, yiyecek bir şeyleri olması için, bir ay yeteceğini düşündüğümüz gıda alışverişi yaptık. Bir mağazadan ayakkabı da aldık” dedi.
Ayakkabı mağazasının sahibi, bu güzel davranıştan etkilenerek, İsus’a kış ayakkabısı hediye etti.
Pavlina devamında şunları söyledi: " Çocuk en güzel doğum gününün, bu doğum günü olduğunu söyledi. İlk defa ona özel pastası olduğunu paylaştı. Umarım bu azınlık grubu hakkındaki toplumda yaygın olan düşünceyi bir nebze değiştirebiliriz, çünkü İsus onların çok iyi olabileceklerini ve iyilik yapabileceklerini gösterdi. Çocuk, cüzdandaki paranın kendisine ait olmadığını ve o yüzden onları almak istemediğini paylaştı" dedi yardımsever kadın.
Pavlina Stamatova ve üniversite arkadaşları, böyle iyi davranışların giderek daha yaygın hale gelmesini ve iade edilen bir cüzdanın haber niteliği taşımamasını, sıradan bir şey olmasını diledi.
Kaynak: BNR-Burgas Radyosu, İvaylo Peev röportajı
Düzenleme ve çeviri: Bedriye Haliz
Foto: BNR-Burgas Radyosu, BGNESHalkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..