„Yanlışlık varsa, affetme de olmalı”. Bu eski atasözü bugüne kadar Bulgarın hayatına eşlik eder. Halk töre ve geleneklerimizde bütün günahların bağışlandığı günler var. Bunların en önemlisi, Sirnitsa veya Sirni zagovezni adlarıya bilinen bugünkü ‘Proşka’ – Affetme günüdür.
Büyük oruç başlamadan önceki son Pazar günü gençlerannebabaları, sağdıçlarından af istemeye gider.’Beni affet’ söylemlerine ‘Tanrı seni affetsin! cevabı verilir. Bunun ardından hep beraber akşam yemeği için sofraya oturulur.
‘Sirna nedelya’ (Peynirli Pazar)’da bütün gün peynir, tereyağı, yumurta, sütlü mamuller tüketilir. Zira Paskalya Orucunun başladığı daha ertesi günü bu sütlü mamuller günlük mönüden çıkarılır. Akşam yemeğinden sonra ‘hamkane’ olarak bilinip çocukların çok hoşuna giden bir geleneğe uyulur.
Anıtlar, geçmişte yaşanan önemli olayların anısını canlı tutmaktadır. Çoğu, fedakarlığı, vatanı savunurken hayatını kaybeden kahramanların yattığı toprakları anlatır. Tarihçiler ise, bu tarih parçacıklarını bir araya getirerek zamanın genel tablosunu..
On bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayı yine kapımıza dayandı, bereketiyle geldi. Bu yüzden biz de "Merhaba ey şehr-i Kur'ân! Merhaba ey şehr-i sıyam! Merhaba ey şehr-i kıyam! Merhaba ey şehr-i gufran! Ve Merhaba ey şehr-i insan!" diyerek uzaklardan..
Rahip Lyubomir Bratoev, Berlin’deki Bulgar Ortodoks Kilisesi topluluğunun kuruluşunda yer aldı. Doğu Almanya’nın başkentine 1980’li yılların sonunda doktora eğitimi için geldi. Yurtdışında tipik bir Ortodoks Hıristiyan gibi gidebileceği bir kilise..