Camiler, Allah'ın adını anmak, zikrullah için yapılan kutsal mekânlardır. Bu ibadethanelerin aslı fonksiyonları inananlar tarafından kılınan namazlar ve Kur'ân-ı Kerim ayetlerinin okunmasıyla yerine getirilmektedir. Ancak Allah'ı zikretmek sadece bu kadarla sınırlı değildir. Mesela, Allah’ın ilim sahibi olduğu anlamına gelen "Alım" sıfatının bir tecellisi olarak ilim mütalaa etmek, öğrenmek ve öğretmek de bir nevi Allah'ı zikirdir.
Genel olarak İslâm medeniyeti ve bilhassa Türk kültürüne baktığımızda Medine'de teşekkül eden cami modelinin gelişerek günümüze kadar yaşatıldığı görülmektedir. Bu bağlamda camilerin içinde hemen hemen her zaman eğitim faaliyetleri yürütülmüş, bazı camilerde ise etraflarında şekillenen medrese, mektep, dersiye ve kütüphaneli külliyelerde bu vazife görülmüştür.
Camilerdeki ilim ve eğitim hizmetleri muallim, müderris ve dersim adı verilen eğitim görevlileri tarafından yapılarak Müslümanların ilimle ünsiyetleri oluşturulmuş, imamları güçlendirilmiş, ibadet ve günlük hayatlarına daha derin bir anlam katılmıştır.
Arkeologlar, Bulgaristan'ın kuzeybatısında Ritsaria (Ratiaria) antik kentindeki Roma hamamının yeraltı altyapısının bir kısmını keşfettiler. Kent, I. yüzyılda bugünkü Archar köyü bölgesinde kurulmuş ve 586 yılında Avarlar tarafından yıkılmıştır...
Allah’ın insanlar için ikramlarından biri berekettir. Bu nimet, O’nun sıfat ve isimlerinin tecellisidir. Zira Kur’ân-ı Kerim’de Yüce Allah kendisini söyle tanıtır: “Ne yücedir o ki mülk onun elinde ve o her şeye kadirdir”. Buradaki yücelik ise “tebârek”..
Beyt-i mâmur istersen ol dil-i rânâyı gör Mescid-i Aksâ dilersen dergeh-i Mevlâ’yı gör Feyz-i esmâ ile kıldı seni Ol âyine çün Gör ne suret gösterir âyine ecillâyı gör Bî-cihet ol her cihetten vech-i Hak ede zuhur Bunca vechin arasında..