Antik çağlarda Filipopolis olarak adlandırılan bugünkü Plovdiv kenti, Avrupa’nın devamlı meskûn edilenşehirlerinden biridir.
Büyük İskender’in babası 2. Filip tarafından kurulan şehir zamanla bütün Trakya bölgesinin en güzel kentlerinden birine dönüşüyor. Yalnız eski yazarlar değil, sakinlerinin bıraktıkları mimari izler de bunu kanıtlıyor.
Antik Çağ’ın ‘taş halıları’ olarak tanımlanan mozaikler bugüne kadar o dönemden kalma binaların süsünden ayrılmaz bir parçasıdır. Çekici bir biçimde tanıtılan mozaikler bugüne dek Plovdiv’in ülkemizin en güzel kentlerinden biri olmasına katkı sağlar.
Filipopolis’in Hıristiyan bazilikalarındaki mozaiklerin zarifliğinden zevk alalım, dilerseniz!
Metin ve fotoğraflar:Vladimir Vladimirov
Sofya’ya arabayla iki saatten kısa bir mesafedeki Vratsa Balkanı yem yeşil bitki örtüsü, pitoresk sivri kaya zirveleri ve eşsiz manzaralarıyla keşfedilmeye değer bir bölge. Çerepiş Manastırı ve “Yedi taht” Manastıra arasında kalan bu toprak parçası..
Sofya'ya uz ak olmayan bir yere keyifli bir gezi yapmak istiyorsanız, Bulgaristan'ın en güneşli kasabalarından biri olan Pazarcik'i tercih edebilirsiniz. Sofya'dan arabayla sadece bir buçuk saat ve ikinci büyük şehir olan Plovdiv'den yarım saat..
Hafta sonu, kısa bir süreliğine de olsa şehrin gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler için Sofya'nın yakınlarında yemyeşil ağaçlar arasında "Jivata Voda " (Canlı su) kaynağına dinlendirici yürüyüş harika bir seçenek. Gezi rotasının başlangıç..