Kanada’daki Ottawa Üniversitesi’nden politolog Prof. İvaylo Gruev, Bulgaristan’daki siyasi iklimi yorumlarken “Şu anda Bulgaristan siyasi elitinin arasında kimin en büyük “Avrupa – Atlantik” yanlısı olacağı konusunda çok ilginç bir yarışma var gibi” dedi ve şöyle devam etti:

"Son seçimler, net bir şekilde Bulgaristan’da demokrasi ile sorun olduğunu gösterdiler. Oy hakkına sahip vatandaşların yüzde 39’nun oy verip, yüzde 61’i bunu reddediyorsa, bu durum Bulgaristan demokrasisinin sağlıklı olmadığının işaretidir. Sanırım “sosyal sözleşme” büyük ölçüde erozyona uğramış. Bundan neyi kastediyorum? Yakın zamanda günlük hayatta uyuşturucu kullanan şoförlerin sebep olduğu feci trafik kazaları ile ilgili bir istatistik paylaşıldı. Bu istatistiğe göre, genellikle gençlerin yer aldığı ve halkın yüzde 20’sini oluşturduğu bir gruptan bahsediliyor. Bu son derece ciddi bir epidemi. Bu uyuşturucu kullanımı patlamasına sebep olan sosyal, ekonomik ve siyasi faktörler nelerdir? Sanki bu konuda fazla konuşulmuyor.”

Prof. Gruev’e göre, ülkedeki siyasetçilerin büyük bölümü Ukrayna’daki çatışmanın aslında ne olduğunun farkında değil:

"Yaklaşık 10 gün önce sadece ABD’de değil, dünya çapında da en etkin jeopolitika uzmanlarından biri olan Prof. John Joseph Mearsheimer ile görüşme imkanım oldu. Burada onun Ukrayna’daki çatışma ile ilgili sözlerini aktarmak istiyorum: “Ukrayna savaşı, 1962’de meydana gelen Küba krizinden sonra en tehlikeli uluslararası çatışmadır. 2014’te başlayan bu krizin ana sorumluları Batı ve temel olarak Amerika. Şimdi bu kriz Sadece Ukrayna’yı yıkma tehdidi ile kalmayıp, Rusya ve NATO arasında nükleer savaşa dönüşme potansiyeli olan bir çatışmaya dönüştü.Büyük ihtimal hem Bulgaristan’da hem de ülke dışında birçok “Avrupa-Atlantik” yanlısı bu analizden memnun olmayacaktır, fakat bu tür ifadeler böyle konumda insanlardan ve Henry Alfred Kissinger gibi ünlü ismlerden de geliyorsa, sanırım biz onların uyarılarını daha dikkatli dinlemeliyiz.”

Prof. İvaylo Gruev, 30 yılı aşkın bir zamandır Kanada’da yaşıyor, fakat Bulgaristan’daki siyasi gelişmeleri yakından takip ediyor, o nedenle 48. Halk Meclisi’nin siyasi mesajlarının analizinin de partilerin açıkça ayrım çizgilerini belirttiğini gösterdiğini söylüyor:

“Bu Parlamento’da temel ayrım çizgisi Bulgaristan iş sektörünün nasıl destekleneceği veya insanların faturalarını nasıl ödeyecekleri değil. Ana ayrım konusu kesin olarak Ukrayna savaşı. Doğal olarak ABD tarafından gelen büyük baskıya ragmen, bizler NATO’nun Doğu Kanadı’nda yer alan bir ülke olarak stabil ve öngörülebilirliği olan bir hükümete sahip olmalıyız. Ben 48. Halk Meclisi hakkında tahminde bulunmaktan korkuyorum, çünkü bizler son derece gergin bir jeopolitik durumdayız.”

Ülkenin çok yönlü krizleri aşması için siyasetçilerin seçmenlerin konsolidasyon ve diyalog isteğine karşılık verebileceklerinin şüpheli olduğu bu karmaşık durumda, Prof. Gruev sivil toplumun gücünü hatrlatıyor:

"Tarihimiz, siyasi statükonun değişimi için iki yol olan örneklerle dolu. Bu yollardan biri dış faktör ve sıkça değişen jeopolitik durum. İkinci yol da ülkenin siyasi, sosyal ve ekonomi durumunu gerçekten değiştirme eylemi olan, içten gelen, sivil toplumdan gelen bir dürtü.

Hristiyanlık dininde son derece önemli erdemlerden biri de hoşgörü ve teslimiyet, fakat bazı durumlarda bunlar erdem olarak karşımıza çıkmıyor. Hele ki biz sadece ekonomik ve jeopolitik değil, demografi krizi ile de karşı karşıya isek. Bizler, sadece Balkanlar’da ve Avrupa’da değil, dünya çapında 193 ülke içinde Bulgaristan nüfusu en hızlı eriyen nüfus. Uyanmazsak, biz öylece yok olacağız.”

• “Geçmişteki acı derslere rağmen hala kurtarıcı figür aranıyor”

Çeviri: Özlem Tefikova