Hayat eğlenceli olduğunda lezzetlidir! Bu ay piyasaya sürülen “Büyük Çocuklar için Yemek Kitabı” nı elinize aldığınızda, buna mutlaka ikna oluyorsunuz. İçinde çizgi roman şeklinde 28 tatlı ve tuzlu yiyecekler için tarifler bulacaksınız. Bu sıradışı kitap Alya Markova’nın en büyük iki hayali olan resim ve yemek pişirmeyi birleştiren bir eser. Çocuğu içinde barındıran, eğlenmek isteyen, resimlerdeki hikayeleri seven ve lezzetli yemeklere bayılan herkes içindir. Kitapta anlaşılır ve büyüleyici bir şekilde, ürünlerin alışveriş çantasından bir mutfak şaheserine dönüşmesine kadar olan süreç adım adım anlatılmakta. Bulgaristan ve İspanya arasında mekik dokuyan Alya, “Genel olarak tarifler kolay. Önemli olan insanın canı bişey çekince üşenmeden onu pişirebilmesi. Benim için hedef buydu” dedi.
Yemek kitabı fikri 2009 yılında, Alya’nın blog oluşturmaya karar verdiğinde doğdu. Bu ortamda Bulgar mutfağının sırlarını resimlerle ve İspanyolca metinlerle büyüleyici bir şekilde ortaya koyan Alya, aynı zamanda ek olarak kısaca Bulgarca dersler de sundu. “Peki ama neden İspanyolca” dediğinizi duyar gibiyim. Nedeni Alya Markova’nın Bulgaristan’da doğmuş ve çok küçük yaşlarda ailesiyle birlikte İspanya’ya taşınmış. Ardından Bulgaristan’a dönen Alya, en güzel gençlik yıllarını burada geçirdi. Sonra yine İspanya’ya gitti ve 18 yıl boyunca İspanyol yayınevlerinde illüstratör olarak çalıştı. Böylece artık eve döndüğünde iki yeteneğini birleştirerek “Büyük Çocuklar için Yemek Kitabı” ortaya çıktı. Acaba Alya için “ev” ne anlama geliyor?
“Bu çok ilginç, çünkü dönme kararını aldıktan sonra burada olduğum için bir parçamın mutlaka Bulgaristan’da evde hissetmem gerektiğini söylüyor ama başka bir parçam da alışkanlıklarla, günlük yaşamla, konuşmayla, hayattaki en küçük şeylerle ilgili olan o diğer parçam, başka bir yerde evimdeymişim gibi hissettiriyor. Belki de benim iki tane “evimde” dediğim yer var ama daha gündelik hissettiğim İspanyol olan “evim”.
Alya’yı illüstrasyon sanatı ile tanıştıran babası oluyor. Onunla birlikte 20 ortak kitaptan oluşan “koleksiyon” yaratıyorlar ve ardından genç kadın kendi yolunu çiziyor. Sanatçı, yeni lüks baskı kitabında yer alan boyalı tariflerin hiçbirinin tesadüfen orada olmadığını paylaştı ve şöyle devam etti:
“Her tarif, bir deneyim, bir hikaye ile ilgili. Örneğin mayonez, benim için komik bir olayla bağlantılı. Mayonezin nasıl yapıldığını, ünlü İspanyol bir şef olan Karlos
Arguiñano sayesinde öğrendim. O televizyonda nasıl yapıldığını gösterene kadar mayonezin mağazalarda sadece kavanozlarda satıldığını sanıyordum ve o kadar etkilenmiştim ki hemen çizmem gerekiyordu. Bir de kitapta görüldüğü üzere anneannemden esinlenerek yaptığım menemen tarifi var. Bu resmi ölümsüzleştiren ise közlenmiş biberler” diyerek tebessümle paylaştı Alya.
İspanya’da yaşayan çok sayıda Bulgaristan vatandaşı olduğundan dolayı, Bulgar dükkanları var ve bu nedenle lezzetli bir yemeği hazırlamak için Bulgaristan’a özgü ürünleri bulmak zor değil. Alya, Bulgar mutfağının İspanyolca konuşan dünyaya “reklam yüzü” olmasından dolayı, İspanyolların yemeklerimizi gerçekten sevdiğini belirtti ve devamında şunları söyledi:
“Genelde yeniliklere açıklar. Tabii bazı şeyler örneğin “Snejanka” yoğurt salatası fazla abartılı gelebiliyor ama denediklerinde çok lezzetli buluyorlar” dedi.
Alya, gülüşünü ve günlük yaşamdaki iyi ruh halini mutlaka resimlere de yansıtmayı başarıyor ve bu nedenle birisi eserlerine baktığında kesinlikle gülümser. Hayatı pozitif karşılamakla ilgili Alya “Resim yapma şeklim, sanırım aynı zamanda düşünme ve yaşama şeklimi de gösteriyor. Doğal olarak her zaman kıpır kıpır zıplayan biri değilim ama genel olarak bunun benim hayata yaklaşma şeklim olduğunu düşünüyorum” dedi. Alya Markova devamında şunları paylaştı:
“Durum her ne olursa olsun ona nasıl baktığımızla alakalıdır. Zor bir durumda iyi tarafından bakmak çok zor. Ancak her zaman ona nasıl bakacağımız konusunda bir seçeneğimiz vardır. Yani bir sorun olduğunda bile, üzerinde durmak yerine, örneğin “Tamam, eğer sorun buysa, ondan sonra yapabileceğim güzel şey ne?” diye düşünmeyi seçebiliriz.”
Foto: özel arşiv
Çeviri: Bedriye Haliz
Hristo Yavaşev-Christo sergisine yapılan yeni bağış, “Kvadrat 500” adlı Ulusal Galerinin koleksiyonu tamamlıyor. 2012 yılında Vladimir Chimov ve eşi, o dönemde Ulusal Yabancı Sanat Galerisi adını taşıyan galeriye Hristo Yavaşev-Christo'nun Ulusal..
Yazar Anna Maleşkova, geçen yılın son günlerinde başkentin "Devlet Arşivleri"nde hemfikir insanlarla bir araya geldiği duygu dolu bir toplantıda 80. yıldönümünü kutladı. 1971 yılında anavatanın kendisine neler sunacağını görmek için doğduğu..
UNESCO’nun 2021 yılı “Yaşayan İnsan Hazinesi” ödülünü Saya adı verilen antik Küstendil halk kostümünün yapımıyla ilgili projesi sayesinde kazanan Madlen Bojilova Amin BNR’nin Blagoevgrad Radyosuna konuk oldu. Madlen bir süre önce yurt..