Macaristan Etnografya Muzesi'nden Vivien Valcseva – Zatykó ve meslektaşı Gabriella Paréj, Sofya Ulusal Etnografya Muzesi başta olmak üzere, Bulgaristan ziayeretleri sırasında gerçekleştirdiğim röportajı yaptım. Vivien, akıcı Bulgarcası ile bizimle son derece ilginç bir hikayeyi paylaştı:
“Bu dönemlerde Budağeşte’de, tam yılını bilmiyorum.1800 yılları sonrası (1899) civarında kurulmuş Macaristan Kraliyet Doğu Ticaret Akademisi vardı. Akademi, Balkanlarla diplomatik ilişkiler kurmayı amaçladı. Akademide eğitim gören öğrencilere, Balkanlara gidip yerli halk ile kolay bir şekilde iletişim kurmak amacıyla örneğin Türkçe dersler verildi. Aralarında Bizim etnograf István Györffy’nin de bulunduğu öğrenciler, her yaz tatilinde burada gelip araştırmalar yaptı, yerli halkın nasıl yaşadığını, kültürünü yakından tanımak amacıyla, ev hayatında nasıl eşyalar kullandıkları araştırdı.
István Györffy de bu gezilere katıldı. Ve geziler bu köylerde yapıldı. Neden bu köylerde diye soracak olursanız, orasını bilmiyorum. Ama kesin bir şey var, Türklerin ve Tatarların yoğun bir şekilde hangi bölgelerde yaşadıklarını çok iyi biliyorlardı.
Elinizde nasıl bilgiler var?
“Bizler bezler hakkında 3 veya 4 şey biliyorduk – diye belirti Vivien ve şöyle devam etti. Mesela Tatar Atmaca’dan “Tatar Kadın Bezleri” ve tarihi biliyorduk. Bu bilgilerle yola çıktık. István Györffy’in gezdiği ve bezleri topladığı bu köyleri ziyaret etmeye karar verdik. Bu köylerde bazı insanlarla görüşmeyi ve konuşmayı umuyoruz. Oralarda toplanılan baş örtülerin fotoğrafları elimizde var. Belki onların büyük nineleri de bu bezleri kullanmışlar. Acaba bu baş örtüler ne zaman ve nasıl kullanılmış. Hatırlayanlar olmasa bile, yine de gidip o yerleri ziyaret etmek, bu köyleri görmek, insanlarla görüşmek istedik. Şimdiki gelenekler nelerdir, bugün nasıl eşyalar ve neler kullanılıyor.
Peki sizler, Bulgaristan Radyosu Türkçe Yayınların dinleyicilerine nasıl bir mesaj göndermek istersiniz?
“Bizim için her hatıra, her bilgi çok önemli. Aynı şekilde örf ve gelenekler bizim için büyük önem taşıyor. Mesela bu bezleri şimdi kullanmayabilirler, ama onları hatırlayanlar varsa. Bu da önemli. Ama sadece geçmiş zamanlar, eskiler dikkatimizi çekmiyor, şimdi bu halk nasıl yaşıyor, çünkü bir gün bu yine çok değerli olacak ve burada bizim görevimiz bu kültürü toplamak ve muhafaza etmektir. Mesela düğünler, peki bugün belki de düğünlerde aynı peşkirler hediye edilmiyor, ama bugün ne veriliyor, düğünlerde ne takılıyor. Bizim için bu da çok değerli. Burada altını çizmek isterim, bu bezler ve peşkirler, müzemizde sergilenmiştir ve herhangi birisi onlara ilgi gösterirse, biz de yardım etmeye hazırız, her türlü bilgiyi sağlayacağız.
Hangi köyleri ziyaret edeceksiniz?
“Yarın Şumen’in Tsarev brod köyünü ziyaert edeceğiz. Daha sonra Dobriç, Silistranın Çerkovna ve Tatar Atmaca, Sokol köylerine gideceğiz. Sokol köyünde Tatarların yaşayıp yaşamdığını bilmiyoruz. Ama burada altını çiziyorum. Kadın bezlerinin büyük bir bölümü işte bu köyden toplanmış. Aldığımız bilgilere göre, hangi yıllarda bilmiyorum, halk buralardan kaçmış. Tutrakan ve Vetovo kasabalarına, Ruse’nin Golyamo Vranovo köyüne gideceğiz. Ve bir yerde Tatar düğünü varsa, büyük bir merakla katılmak isteriz.
Bizler de Budapeşte’deki müzemizde Bulgaristan’dan olup ancak Tatar bezlerini ve peşkirleri görünce, tam anlamıyla “şok olduk”. Bakıyoruz, seyrediyoruz, nasıl olur? Evet, Bulgaristan’dan, ama nasıl oluır da Tatar bezleri buraya gelmiş? Bizim için de çok yeni, çok eilginç ve olağanüstü bir şey oldu. Perşembe gününe kadar buradayız. Şimdiki ziyaretimizin amacı sadece oradaki köylerle ve insanlarla bağlantı kurmak, herhangi bir bilgi toplamaktır. Duyduğumuz herşeyi kayda alıyoruz, yazıyoruz. Daha sonra daha uzun vadeli bir ziyaret gerçekleştirebiliriz.
Bu akıcı Bulgarcayı neye borçlusunuz?
Vivien, gülümseyerek şöyle yanıt verdi:
“Baban Bulgar, annem ise Macar asıllı. Babam, Macaristan’a üniversitede okumak için gelmiş. Annemle tanışmış, evlenmişler. Annem ve babam daha sonra burada Bulgaristan’da yaşamışlar. Annem, Sofya Üniversitesi’nde Bulgar Filolojisi Bölümünde okumuş. Daha sonra ben dünyaya gelmişim. Ben Macaristan’da büyüdüm, ama her yaz büyükannem ve akrabalarının, halam ve amcamın yanına geliyordum. Onlar Sofya ve Varna’da yaşıyor. O zamanlar her yıl Balçik’teki Sarayı ziyaret ediyordum ve günün birinde Bulgaristan’daki Tatarları inceleyeceğim aklımın ucundan bile geçmiyordu, çünkü Balçik bölgesinde de Tatarlar yaşıyor. Benim için Balçık çok özel bir yer. Bulgaristan Radyosu aracılığıyla bize yardımı dokunan herkese teşekkür ediyorum! “
Fotoğraflar: Şevkiye Çakır, Nurten Kose
Foto tatar kumaşları, peşkirı: Budapeşte Etnografya Müzesi
Geleceği her ne kadar dizayn etmeye çalışırsak bazen hayatımızı asıl belirleyen şey, rastlantılar olur . Bir buraya bir oraya savrulup tesadüfler dizisi peşinde sürüklenen insanın kendini muhteşem bir masalın içinde bulması da ihtimaller dahilinde...
Meslek hayatına gazeteci olarak BNR Şumen Radyosundan başlayan Türkan Ali, günümüzde çok uzaklarda, İngiltere, Cambridge’de Pazar Bulgar okulu açtı ve kendini çocuklara ana dili ve vatan dili öğretmeye adadı. “Vasil Levski” okuluna Cambridge’de..
BNR Hristo Botev programından Zornitsa Gırkova, Dolni Dıbnik kasabasından Denitsa ve Radoslav Getov ailesine konuk oldu. Genç aile başta salata ve domates olmak üzere, bölgeye has kavun ve karpuz yetiştiriyor. Evin bahçesinde ve tarlada da..
Dağlarında, ormanlarında, meralarında yetişen bir birbirinden farklı ağaç, çiçek ve şifalı bitkiler sayesinde Avrupa’da en kaliteli..