Bazı ülkelerde Dünya Kahve Günü 29 Eylül’de kaydedilse da, bu çok sevilen içecek dünya çapında 1 Ekim’de kutlanmakta. Uluslararası Kahve Günü, ilk olarak Expo Milano 2015 çerçevesinde Uluslararası Kahve Örgütü tarafından belirlenen 1 Ekim 2015 tarihinde kutlandı.

Özellikle bu günde, kahveyi tüketime uygun şekilde yetiştirmek ve sunmak için her gün alın teri döken, çiftçilerden, kahve dükkanı sahiplerine kadar dünya çapında milyonlarca insanın çabalarına saygı gösteriliyor.

Kahvenin nasıl keşfedildiğine gelince birçok efsane olsa da, en yaygın olanı, 800 yılında Etiyopyalı çobanların, keçilerinin kahve bitkisinin meyvelerini yedikten sonra “dans etmeye” başladığını fark ettiklerini anlatır.

Kahve tüketiminin ilk defa nerede başladığı da hala tartışılmakta. Bazı kaynaklara göre Etiyopya’nın güneybatısındaki Kaffa bölgesinde, bazı kaynaklara göre ise Yemen’de. Kahve bitkisi ile ilgili tartışmalar bugün de devam ediyor, ancak kahvenin büyüsünün fetih misyonuna tam da Arap tüccarların dağıtıma başladığı Yemen’den başladığı kesin. Tarih sayfalarını araladığımızda bu güzel kokulu bitkinin yüzyıllar boyunca bir sır olarak kaldığını ve yalnızca Arap Yarımadası topraklarında saklandığını anlıyoruz.

Kahve gizeminin ilk olarak 16. yüzyılın başında, Türkiye’de çözüldüğü düşünülüyor. “Türk kahvesini” bilmeyen yoktur. Dünyada en yaygın kahve türlerinden biri olma özelliğini taşıyan “Türk kahvesi” cezvede, kısık ateşte hazırlanır ve muhteşem köpüğü ile hem göze, hem damağa hitap eder. İçecekleri höpürdeterek içmek, kaba sayılabilen bir hareket. Fakat kahve köpüğü, etrafı rahatsız etmeyecek derecede höpürdeterek içilir. Özellikle ilk yudum böyle alınmalı.

Kahvenin büyülü özelliklerine dokunan ve etkilerini tadan bazı insanlar ilhama kapılarak, kahvenin hazırlanmasına yönelik tarifler bulmak için hayal güçlerini kullandı ve bir çok reçete denedi. Böylece farklı kültürlere özgü bir şekilde hazırlanan çeşit çeşit kahve türleri ortaya çıktı.

Böylece kahvenin büyüsü, ona kapılanların hayal gücünü, enerjisini ve tutkusunu uyandırarak günümüze kadar gelişimini sürdürüyor.

En yaygın olan, ekonomik önemi en fazla ve hemen hemen tüm kahvelerin temelini oluşturan başlıca iki kahve türü vardır Arabica ve Robusta. Arabica dünya kahve üretiminin dörtte üçünü, Robusta ise dörtte birini oluşturuyor. Her iki türün de kendine özgü tadı ve faydaları vardır.

Kahve hakkında bazı ilginç bilgiler:

Dünyanın en pahalı kahvelerinden biri egzotik bir hayvanın dışkısından yapılıyor

Kahvenin en değerli çeşitlerinden biri, rakun benzeri yırtıcı bir memeli olan Asya palmiye misk kedisinin dışkılarından elde edilir. Hayvan kahve tanelerini yer ama onları tamamen sindiremez. Yutulduklarında, hayvanın midesinde yaklaşık bir buçuk gün geçirirler ve burada kahve tanesinin sadece dış kabuğunun bir kısmı parçalanır. İç kısımları sağlam ve şekli değişmeden kalır. Ortaya çıkan kahvenin kilogramı ortalama 1 000 avroya ulaşır.

Günde en fazla kaç fincan kahve tüketilmeli

Araştırmalara göre sağlıklı yaşlı insanlar sağlığına zarar vermeden günde en fazla 5 kahve tüketebilir. Elbette bireysel tüketim, her kişinin özelliklerine ve tükettiği kahve içeceğinin türüne bağlıdır. Yakın zamanda yapılan kapsamlı bir çalışma, sağlıklı bir yetişkin için güvenli günlük kafein alımının günde 400 mg olduğunu belirledi. Araştırmayı yürüten Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’ne göre, bireyin diğer yaşam tarzı alışkanlıkları (örneğin yemek yeme, alkol alma, sigara içme, düzenli egzersiz) normalse, bu düzeydeki kafein tüketimi herhangi bir fizyolojik risk oluşturmuyor.

Kahvenin yolculuğu fincandan sonra da devam edebilir

Yeryüzünde insanlar günde 2 milyar fincandan fazla kahve tüketiyor ve yılda 6 milyon ton kahve telvesi oluşuyor. Kahve telvesinin hem evde hem de endüstriyel düzeyde birçok faydası var. Örneğin onunla çiçeklerinizi gübreleyebilirsiniz, aynı zamanda kozmetik faydalarını da kullanarak görebilirsiniz.

Hazırlayan: Bedriye Haliz