Razgrad’lı kemençe ustası Deyan Dençev, yurtta olduğu gibi yurt dışında da ün yapmış bir isim. Daha ikinci sınıf öğrencisiyken halk müziğine has bu yaylı müzik aletini eline alan, daha sonra Şiroka Lıka Folklor Sanatları Okulu’ndan mezun olan Deyan, günümüzde “İliya Bırnev” Müzik Okulunun müdürüdür.
Ülkemizde düzenlenen birçok kemençe yapım yarışmasında birincilik kazanan usta, Eylül ayının başında Açık Hava Etnografya Müzesi Etıra’da düzenlenen Uluslararası Geleneksel Zanaatlar Fuarı’nda sergilediği hünerle konuk ve katılımcıları hayretler içinde bıraktı.
Deyan Dençev’in hayret ve ilham verici hikayesi Şumen Radyosu’ndan İvelina İvanova’nın röportajında.
Halk müziği sevgisini baba tarafından dedesine borçlu olduğunu paylaşan usta, dedesinin profesyonel müzisyen olmayıp aile ortamında içlerinden gelen bir dürtü ile ve zevk alarak müzik çalan bir neslin temsilcisi olduğunu belirtti.
“Aynı zamanda marangoz olan, hatta ustalık belgesi bulunan dedemin atölyesinde büyüdüğüm için daha sonra telli müzik aleti yapımına doğal olarak ve şevkle yöneldim” diyen usta, iyi kemençe nasıl yapılır sorusu üzerine şöyle konuştu:
“Tek anlamlı cevap vermem mümkün olmasa da kısaca tarif etmem gerekirse bir çalgının yapımı için bilgi lâzım. Benden önceki meslektaşlarımın bilgisinin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Eski nesil, taklit yöntemi ile çalışıyordu, eski ustaların yaptıklarını aynen tekrar ederek çok az detay değiştiriyordu. Dolayısıyla kemençe yapımında bir nevi durgunluk yaşandı. Ben ise özelliklerini, tarz ve vizyonunu koruyarak kemençeyi pekiştirmeyi, çıkardığı sesin daha iyi olmasını hedef belirledim. Ülkemizde dünya sahnelerine çıkan ve bundan öncekilerin bir veya iki seviye üstünde olan, klas çalgılar hak eden sanatçılar var” diyen Deyan Dençev, bir kemençenin hazır olduğunu nasıl anlarsınız sorusunu şöyle cevapladı:
“Maalesef aramızdan ayrılan yaşlı bir ustanın bu konuda söyledikleri doğrudur. Elinden muhteşem kemençeler çıkan Popovo’lu Bay Tsonü, ne kadar büyük usta olursan ol, telleri takmadan ne yaptığını bilemezsin derdi. Telli çalgı ustası, gerçekten de emeğinin meyve verdiğine emin olmak için o anı heyecanla bekliyor. ”
Kemençenin eşeği tam olarak nerede bulunuyor diye sorulduğunda ustanın açıklaması şöyle oldu:
“Kemençenin eşeği denen parçası, bütün teller üzerine yattığı için bu adı taşıyor. Tellerin bütün ağırlığını sırtında taşıyan, bir yandan rezonans kapağı ile, diğer yandan ise sözüm ona “cancık” ile temasta bulunan” eşek, tellerden gelen sesi, kemençenin gövdesine aktarır ve orada ton oluşumu ve çalınan her tonun akustik özellikleri meydana gelir.”
Kemençe ustaları, her aletin “canı” olduğunu söylüyorlar. Her bir aleti eşsiz kılan bu özelliği, ustanın yeteneğine mi, yoksa ahşap türüne mi bağlı?
“Ne kadar mükemmel olursa olsun her bir müzik aletini diğerlerinden farklı kılan tınısına biz “can” diyoruz. Üstad Peyo Peev’in benden aldığı iki kemençesi var. Yapımı tamamlandığında ikisi birbirinden tamamen farksızdı. O da birisini almak istiyordu. Gelince de hangisini daha çok beğendiğine karar veremedi. “İkisi de muhteşem, ama tınıları farklıdır” dedi. Bu da her çalgının canı olduğunu gösteriyor. Biz de her birini tanıyor ve farklı şekilde seviyoruz”.
Kemençenin ülkemizin sevilmesi gereken bir zenginliği olduğu vurgulayan usta Deyan Dençev, sözle ne kadar anlatılırsa anlatılsın, kemençe ile çalınan bir frazın bile bu müzik aletine dair çok daha fazlasını ifade edeceğini belirtti ve kemençenin gören ve sesini duyan herkeste büyük ilgi ve merak uyandırdığını da ekledi.
Yaylı telli çalgı yapım zanaatı ve bilgilerini başkasına da aktarmak istediğini paylaşan kemençe ustası, bunun için bu mesleği devralmak isteyen kişilerin de olması gerektiğini söyledi, ustalık geleneğinin ailesinde devam edip etmeyeceğine dair ise şöyle konuştu:
„Farklı bir biçimde olsa da devam edeceğini söyleyebilirim. 18 yaşını yeni tamamlayan oğlumuzun ilgi alanı biraz farklı olsa da yine aynı yönde. Bu tür halk aletleri arasında en zor olanıdır kemençe. Belki de bu yüzden gençlerin ilgisi zayıftır. Daha büyük adanmışlık isteyen ve hazırlık çalışmaları daha çok zaman alan bu aleti çalmak isteyen çocukların sayısı, maalesef azalıyor.“
Deyan Dençev, elinden çıkan kemençe sayısının şimdilik 22 olduğunu ve farklı yerlerde çalışan profesyonel müzisyenler tarafından kullanıldığını anlattı. Yurtta “Trakya” halk müziği topluluğu, “Kapanski” topluluğunda, Kotel ve Şiroka Lıka müzik okulu öğrencilerinde olduğu gibi ABD, Japonya, Moldova ve Besarabya olmak üzere yurt dışında da elinden çıkan aletlerin bulunduğunu, şu an İspanya’ya, gönderilecek bir kemençe üzerinde çalıştığını paylaşan usta, Açık Hava Etnografya Müzesi Etıra tarafından gelen talep üzerine yaptığı kemençenin şimdi müzenin teşhirinde yer almasından gurur duyduğunu belirtti.
Yayın at kılından yapıldığını anlatan usta, suni liflerin daha iyi ses kesinlikle üretemeyeceklerini belirtti. Moğolistan’da bulunan bazı at cinslerinin kıl yapısının mikroskop altında incelendiğinde çengelli göründüğünü ve bunun ses oluşumunda çok önemli olduğunu vurgulayan usta, bu at kıllarının dünya çapında yaylı müzik aleti yapanlar tarafından tercih edildiğini söyledi.
Sadece yaylı çalgı ustası değil, rahatlıkla davul, keman ve klavye çalan profesyonel müzisyen de olan Deyan Dençev, Razgrad “İliya Bırnev” Müzik Okulu müdürü olarak da gençlerde halk müziği tutkusunu ateşlemek için canla başla çalışıyor.
Röportaj : İvelina İvanova
Çeviri : Tanya Blagova
BNR’ye konuşan ve yaz sezonunda turizm sektöründe çalışanların ücretlerinde yüzde 20'lik bir artış olduğunu kaydeden geçici Turizm Bakanı Evtim Miloşev, sektördeki işgücü sıkıntısının, hiç de düşük olmayan, sadece ücretlerden..
Lahey, Hollanda'nın güneyinde bir yönetim merkezi, Kraliçe'nin yaşadığı ve çalıştığı yer... Bu şehri Bulgar folkloru ve gelenekleriyle ilişkilendirmek pek akla gelmez. Ancak gerçek şu ki Lahey'de Bulgar halayına, rachenitsa’lara ve Bulgaristan’a özgü..
Yurt dışındaki Bulgar halk oyunu topluluklarının sayısına ilişkin istatistik veriler bulunmasa da dünyanın dört bir yanına dağılmış olan bu amatör grupların Bulgaristan ve dünyanın geri kalanı arasında canlı köprü oldukları şüphe götürmez...