Ramazan ayı, insanın yeterince değerlendiremediği zamanı ıskalamaması için Allah’ın sunduğu bir lütuftur. Bu özel zaman dilimine dikkat edilir, yakışan ve beklenen bir şekilde hareket edilip değerlendirilmesi durumunda insan, zaman ve mekânın sınırlarını aşan bereket denizine dalma imkânına kavuşmaktadır.
Bereketli bir ay olan Ramazan-ı şerif, Kur’ân-ı Kerim’in nazil olmaya başladığı, dolayısıyla Peygamber Efendimizin nübüvveti ve İslâm tarihinin başlangıcıdır. Ramazan ayının özelliği ve fazileti de daha ziyade bundan kaynaklanmaktadır. Zira Kur’ân-ı Kerim’in indiği Peygamber, peygamberlerin en faziletlisi; hitap ettiği ümmet de ümmetlerin en hayırlısı olma vasfına sahip olduğu gibi, Kur’ân-ı Kerim’in inmeye başladığı ay olan Ramazan ayların sultanı, inmeye başladığı gece olan Kadir Gecesi ise gecelerin efendisi olmuştur. Bu da Kur’ân-ı Kerim’i kalbinde taşıyanlara büyük bir müjdedir.
Hele bir Kadir Gecesini düşünelim... Cenâb-ı Allah bu ayın 1000 aydan daha hayırlı olduğunu ifade etmiştir. Geceyi tanımlarken kudret, güç, idrak, bilgi, Kur’ân, ruh, melâike, barış ve huzur ile ilişkilendirmiştir. Ayrıca bir anlamda her gecenin bir sabahı olduğu gibi, her karanlığın aydınlığa çıkacağına işaret etmiş, bir de başlangıcı olan her ömrün son bulacağına da bir anlamda işaret etmiştir. Dolayısıyla ömrün anlamlandırılması ve içeriğinin doldurulması açısından bir ömre bedel olan Kadir Gecesinin insan için büyük bir fırsat olduğu anlaşılmaktadır.
Bu fırsatı iyi değerlendiren bir kişi de bayram etme hakkına sahip olur muhakkak. O yüzden dolu dolu geçirilen bir Ramazan ayının son günlerinde esrarengiz atmosferine dalınan Kadir Gecesinden sonra Ramazan Bayramı çok anlamlı bir şölene dönüşmektedir. Ama bu bayram, günümüz insanının alışageldiği bazı kutlamalardan uzak, insanın iç dünyasına, çevresine ve sevdiklerine yaşattığı güzel duyguların verdiği şenlikten ibarettir.
Bu ruhta yaşanacak Kadir Geceniz ve Ramazan Bayramınız mübarek olsun!
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
1908 yılının 22 Eylül tarihinde Bulgaristan’ın bağımsızlığı ilan edildi. Bulgaristan’ın tarihinde tek başına gerçekleştirilen en cüretkâr eylem olan Doğu Rumeli ile Bulgaristan Prensliği’nin Birleşmesi’nden otuz yıl sonra Bulgarlar bir kez..
21 ve 22 Eylül tarihlerinde Sofya’nın konukları ve sakinleri Büyük Konstantin’in oğullarından biri olan II. Konstantius’un hükümdarlık sürdüğü dönemin tarihi dokusunu yansıtan bir etkinliğe katılabilir. Geç antik çağının yeniden canlandırıldığı..
Müslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple..