Mayıs Bayram Takvimi’nin bir parçası olarak 30 Mayıs günü Kubrat kasabasında aslen Ravno köyünden olup şu anda Razgrad şehrinde yaşayan emekli öğretmen, okul müdürü, muhtar, araştırmacı ve toplum insanı İsmail Abtullov Hasanov’un 80.yaş günü nedeniyle bir etkinlik düzenlenecek. Bu etkinlikte Bulgarca olarak yayınlanan iki kitabın yanısıra son kitabı “RAVNO-(UZUNCAALAN)- ÜÇ ALAN KÖYLERİNDEN BİRİ“ olmak üzere, doğup büyüdüğü köy Ravno için yaptığı belgesel filmi de tanıtılacak.
Etkinliği arifesinde Bulgaristan Radyosuna konuşan İsmail Hasanov “Köyüme karşı sevgim sonsuzdur. Askerlik yıllarımda asker arkadaşlarımın çoğu, kendi köyleri hakkında ezgi örnekler veriyordu, oysa ben köyün hakkında hiç bir şey anlatamadım, çünkü hiçbir belge bulamadım! Babamdan dedemden ne duyduysam, onu anlatıyorum. Ancak bende merak uyandı ve belge aramaya başladım. Köyüm hakkında Ruse, Razgrad, Sofya Devlet Arşivleri ve İstanbul’daki Osmanlı arşivlerinde yıllardır araştırmalar yaptım.
Son kitabınız “RAVNO-(UZUNCAALAN)- ÜÇ ALAN KÖYLERİNDEN BİRİ“ başlığını taşıyor! Nedir bu başlığın anlamı?
“Askerlik senelerinde, zannedersem 1963, 1964 ve 1965 yıllarında oluyor, çok yakın bir akadaşım beni Avren Belediyesinin Dıbravino Köyü /Çalı Mahale/ düğüne davet etti. Gittiğimde o dönemin düğün geleneklerine göre, beni bir düğün odasına davet ettiler, karşıladılar. Odanın köşesinde ak sakallı bir dede oturuyordu. “Oğlum, nerelisin?” diye sordu, ben de “Deliormanlıyım” dedim. Dede, kahvesini yudumladı ve “Deliorman’da “Üç alan köyü” tanıyor musun?” diye sordu. Ben düşündüm, düşündüm ve “Bizim Deliorman’da “Üç alan isimli köy yok” dedim. “Vardır, oğlum, vardır!” cevabını aldım. “Onlar üç köydür!”. O zaman cevap verdim. “Vardır. Uzuncaalan (Ravno), Sırtalan (Belovets) ve Beyalan (Smirnenski)!.”
Ben de sordum: Bunları siz nereden biliyorsunuz?
“Benim dedemin dedesi, dedi, zamanında tüccarlık yapıyormuş ve Tutrakan’a gidiyormuş. Ve Tutrakan’a giderken veya dönerken bu köylerdse köy odalarında kalıyorlarmış ve sabaha kadar muhabbet yapıyorlarmış! Sohbet koyulaştı ve ben köyüm hakkında 1780 yıllarına dayanan kaynak bulmuş oldum…”
Röportajın devamını aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz:
Foto: özel arşiv
Güllerim kana benzer, Gökyüzü sana benzer, Güzel kızın manisi Kuşlara benzer. “Kısaca” başklıklı iki dilli mani derlemesinin “Aziz Kardeşler Kiril ve Metodiy” Milli Kütuphane'nin “Pismena” klübünün Kasım ayı..
Çocukların ebeveynlerinin bilgisi olmadan kimlik kartlarını alarak onların adına online bahisler yapmaları gibi gittikçe artan endişe verici eğilimlerin izlenmesi, Ulusal Gelir Ajansı NAP ve “Gümrükler” Ajansı tarafından yaz mevsiminde “Ne ste sami”..
Bulgar gülünün mis kokusu ve dünyanın dört bir köşesinden turist çeken çiçek toplama kampanyası, gül yetiştiriciliği işinin hoş tarafı olurken dikenli tarafı da yok değil. Ülkedeki gül yetiştiricileri, “Gülü seven dikenine de katlanır” deyimini..
Dağlarında, ormanlarında, meralarında yetişen bir birbirinden farklı ağaç, çiçek ve şifalı bitkiler sayesinde Avrupa’da en kaliteli..