Ramazan ayı, hayır yapma ayıdır. Bu hayırlar arasında malî/maddî özellikteki hayırlar da önemli yer tutar. Oruç tutamayan ve kazasını yapamayacak mazereti bulunanların fidye verme zorunluluğu ve Ramazan ayına mahsus ibadetlerden birinin fitre sadakası olması ve vacip hükmünde bulunması, Ramazan ile maddî yardımlaşma arasındaki sıkı bağa işaret eder.
Şüphesiz, inananlar Ramazan ayında sadece fitre sadakasıyla yetinmezler. Genellikle zekâtlarını bu ayda verirler ki, hem zekât sevabını hem de Ramazan ikramiyesi kazansınlar. Ayrıca bol bol sadaka verirler, Allah’ın kendilerine bahşettiğinden infak ederek O’nun rızasını ararlar. Ancak Ramazan ayına has bir özellik ve müminin görevi, bu mübarek ayın güzelliklerinden biri olan fitre sadakasının özel bir yeri vardır.
Aslında çok fazla bir şey olmayan, miktarı az, ama kıymeti çok büyük olan fitre, aynı zamanda insanın özünün bir yansımasıdır. Zira fitre, fıtratla aynı anlama gelir. Bir anlamda fitre, insanın fıtratının gereği olan bir dinî vecibedir. Bu yüzden Peygamber Efendimizin hadisinde belirtildiği gibi, fitre verilmediği sürece Ramazan orucu yer ile gök arasında “muallak” kalır; yani asılı durur, askıda kalır ve Yüce Huzura ulaşamaz. Ancak mümin, özünü konuşturup fitresini vererek, özlü sözünü söylediğinde, Ramazan ayında yaptığı taat ve ibadetler, hayır ve hasenat, Cenâb-ı Allah’ın huzuruna çıkar, değerlendirilir ve değer bulur. Bu sayede Ramazan ayını en güzel şekilde geçiren kullar, değer kazanır, değerli olurlar.
Tarih boyunca insanlar arasında kısa yoldan, çaba sarf etmeden, kolayından para kazanmayı, zengin olmayı isteyenler olmuştur. Bunu birtakım şansa dayalı yollarla elde etmeye çalışanlar da hep bulunmuştur ki, bu tür oyunlara genel olarak kumar..
“6 Mayıs Cesaret Günü ve Bulgar Ordusu Bayramı’nı kutladığımız b ugün da, ziyaretçilerimize açık hava sergimizdeki belki de en ilginç üç makineyi görme fırsatı sunacağız. Konuklarımız, Mi-2 ve Mi-8 helikopterleri n ve 2K 52 Frog “Luna-M” füze..
İslâm dini, insanın beden ve ruh sağlığını korumayı temel bir ilke olarak benimseyen bir ilâhî nizamdır. Bu amacını gerçekleştirmek için zarurât-ı hamse denen canı, dini, aklı, malı ve nesli korumayı esas alan kurallar koymuştur. İnsanın..