Gençlik çağı ve yetişmekte olan genç nesiller çok önemlidir. Dünyanın hareketliliğini, değişimini büyük ölçüde onlar sağlar. Bu yüzden gözler gençlerin üzerindedir. Farçadaki “genc” kelimesinin hazine anlamına gelmesi, Türkçedeki genç kelimesinin Arapçadaki karşılığı olan “fetâ” ise güç anlamını taşıması gençliğin özelliklerini de ortaya koymuş olmaktadır. Ayrıca gençlik, her zaman enerjiyi, hareketi, ümidi çağrıştırmaktadır.
İslâm’ın ana kaynağı olan Kur’ân-ı Kerim, insanlık tarihinin daha başında gençler için bir Habil modelini, bir de Kabil’in temsil ettiği kötü örneği canlı bir tablo olarak önümüze sunmaktadır. Ayrıca İbrahim peygamberin daha gençliğindeki sağlıklı düşünceleri ve sağlam mantığını, yürüttüğü tevhit mücadelesini de muhteşem bir örnek olarak gözler önüne sermektedir. Bunun bir benzerini de “yedi uyuyanlar” olarak bilinen Ashab-ı Kehf, yani imanlı ve hakkı söyleyen gençler örneğinde görmekteyiz ki, bu olayların filim şeridi gibi izlenmesi için Peygamberimiz Muhammed (s.a.s.) Kehf suresini her Cuma günü okumamızı tavsiye etmiştir.
Kur’ân-ı Kerim’in bizlere takdim ettiği diğer çok önemli bir gençlik modeli de Şuayb Peygamberin kızlarıyla Musa Peygamberin bir su kaynağı başındaki buluşmalarıdır. İffet ve namusun, ahlâk ve erdemin gençler için ne kadar önemli olduğunu ortaya koyan bu örneğin devamını ise Yusuf suresinde birkaç bölümden oluşan bir dizi olarak bizlere sunulan Yusuf Peygamberin tertemiz hayatı ve ideal bir gencin yaşantısı oluşturmaktadır. Betül olarak adlandırılan genç kız Hazreti Meryem’in hayatını da adıyla anılan sureden okuyarak iffetin sembolü hâline gelen Meryem annemizi genç kızlarımız özellikle tanımalı ve hayatlarında örnek almalıdırlar.
Etrafında her zaman “anam babam sana feda olsun!” diyebilen gençlerin bulunduğu Sevgili Peygamberimiz, gençliğe karşı çok farklı bir yaklaşım ortaya koymuştur. Aslında daha peygamberliği öncesinde kendisi erdemli, dürüst ve saygın bir genç modeli olarak tanınmıştır. “Erdemliler Sözleşmesi” olarak bilinen ve hakkı, adaleti, vicdanı ön plana çıkaran “hılfu’l-fudul” olayı Hazreti Muhammed’in nasıl bir gençlik arzuladığının ilk örneklerindendir.
Muhammed (s.a.s.), her zaman gençlere güvenmiştir. İslâm’ın üzerinde durduğu iki temel direk olan Kur’ân ve hadisleri onlara emanet etmiştir. Kur’ân ayetleri indikçe onları yazan vahiy kâtiplerinin çoğuHazreti Ali, Zeyd ve Zübeyr gibi gençlerdir. Mekke dışına gönderilen ilk Kur’ân öğretmeni ise delikanlı Musab görevlendirilmiştir. Hadisleri rivayet edenlerin başında ise Hazreti Ayşe, Abdullah bin Ömer, Abdullah bin Abbas, Enes bin Malik gibi genç sahabiler bulunmaktadır. En zor zamanda İslâm ordusunun başına 18 yaşındaki Üsame’yi komutan yapmaktan çekinmemiştir. Çünkü Peygamberimiz bu gençlerdeki cevheri keşfetmiştir.
Peygamber Efendimiz, etrafındaki gençlere ruh vermiş ve enerjilerini İslâm toplumu için harcamaları bilincini aşılamıştır. Bunu yaparken onları eğitmiş ve yetiştirmiştir, bu doğrultuda dil ve meslek öğrenmeye, spor yapmaya, sosyal duyarlılığa, askerlik sanatını öğrenmeye teşvik etmiştir.
Her biri bir yıldız hâline gelen bu sahabîler, bugünün gençliğini nuruyla aydınlatır, yollarında yoldaş olurlarsa, gençler, insanlığın susadığı iman, ümit ve huzuru sağlayarak dönüşümlere büyük bir katkı sağlayacaklardır.
Sofya Metropoliti ve Bulgar Patriği Daniil , "İsa dirildi!” selamını gönderdi ve Paskalya konuşmasında, Ortodoks Hıristiyanların, ışık aracılığıyla dünyaya olağanüstü göksel sevincini keşfetmeye çağrıldıklarını vurguladı. “Duyularımızı arındıralım..
Hıristiyan dünyası bugün İsa Mesih’in Dirilişini kutluyor. Ortodoks Kilisesi için bu yortu hayatın ölüme karşı kazandığı zaferi yücelten en büyük bayramdır. Bulgaristan’da bu bayram Paskalya olarak adlandırılıyor, zira Ortodoks Bulgarlar için..
Bulgar Orotdoks Kilisesi Patriği Daniil ve Sen Sinod üyeleri, tüm inananlara Paskalya mesajı iletti. Paskalya mesajında “ Mesih'in Dirilişi haberinin sevinci her zaman bizimle olsun, tıpkı Kurtarıcı'nın Kutsal İncil'de..