Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 20 Aralık 2017 tarihinde aldığı kararla 20 Mayıs “Dünya Arı Günü” olarak ilan edilmiştir. İnsanoğluna pek çok faydaları olan arıların gündeme alındığı Dünya Arı Günü’nün amacı, arıların, bitkilerin tozlanmasındaki insanlık ve dünyamız adına önemini hatırlatmaktır.

Albert Einstein’ın “Arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır. Arı olmazsa döllenme, bitki, hayvan, insan olmaz” sözlerini hatırlatarak, Ruse'nin Krivnya köyünden olup İtalya'da başlayıp bugün Ruse bölgesinde devam eden arıcılık macerasıyla, deneyimiyle, arılara olan sevgisiyle ilgimizi çeken Fatme Naim ile bundan 1,5 yıl önce yaptığımız röportajı  bir kez daha dikkatinize sunuyoruz.

Bilindiği üzere, gelin, yeni evinin eşiğine getirildiği  zaman bir koltuğunun altına ekmek verilir ve diğer eliyle, gireceği yeni ailesinin evinin kapısına bal sürer, hayatı bal gibi tatlı, sözü bal gibi olsun diye. Bizler ise bugün gerçek anlamda "ekmeğimize bal süreceğiz."

Ruse’nin Krivnya köyünden olup uzun yıllar İtalya'nın Kalabriya bölgesinde bir arıcı çiftliğinde çalıştıktan sonra doğup büyüdüğü köyüne geri dönen  Fatme Naim, doğal olarak arıcılık yapmaya karar veriyor. Ama İtalya'da gördüğü, çalıştığı ve tecrübe kazandığı organik arıcılık. Birkaç laboratuvarla anlaşma yapıyor ve sürekli numuneler gönderiyor. Sorumuz üzerine, İtalya'da, Bulgaristan'a nazaran ehinacea ve mandarin balının ağırlıklı olduğunu da belirtiyor.

Belirli zamanlarda, mesela bal alma döneminde köyden emekli bir kadının yardımından yararlandığını ve yaz aylarında 20 yıldır Almanya'da yaşayan oğlunun da yardıma geldiğini de paylaşıyor.

 Köyden birçok gence ve özellikle kadınlara "Gel, seni arıcılığa öğreteyim" demesine rağmen, kimsenin gelip de öğrenmek istemediğini ve köylü kadınlarının evde kalıp çalışmaması, kendisini üzdüğünün de altını çiziyor.

Konuğumuz Fatme Naim, organik arıcılıktan, balın soframızdaki yerine kadar,  birçok yararlı bilgiler paylaştı kendisi.

Röportajın tamamını aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz: