Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2025 Tüm hakları saklıdır

Cuma öğleden sonra

Mah-i Muharrem olunca

Muharrem ayını genelde Aşure Günü veya aşure yemeği ile özdeşleştiririz. Oysa Muharrem ayı sadece Aşure değil, Aşure ise sadece bir yemek değil... Mâh-ı Muharrem geldi mi bir taraftan Müslümanlar mâtem havasına girer. Çünkü Muharrem ayı Kerbelâ’da Hazreti Hüseyin (r.a.)’ın yaşadığı ve dolayısıyla Müslümanların trajedisini hatırlatır. Rusçuklu Dede Gâlib’in şâirâne ifadesiyle:

Mâcerâ-yı Kerbelâ’yı her nefs yâd eyleyip

Şâh Hüseyin’in aşkına Arşa çıkar şerâremiz.

Muharrem ayı ve bilhassa 10 Muharrem günü vesilesiyle Müslümanların farklı dinî uygulamaları var. Özellikle bu konuda tasavvufî ekollerin kendilerine has birtakım ritüelleri söz konusudur. Bizler genellikle Bektaşîlerin uygulamalarını duyarız, ancak diğer tasavvufî çevrelrde de bazı ayinler yapıldığı bilinmektedir. Meselâ, tarihî bir vesikaya göre, 9 Haziran 1898 tarihinde Ruse şehri merkezindeki Sadiye tatikati tekkesinde büyük katılımlı bir Muharrem âyini yapılır. Şeyh Talat Efendi’nin irşat halkasındaki dört-beş yüzü aşkın Hakk’a susamış dervişin hazır bulunduğu yürek yakan âyine Sancak Müftüsü Osman Nuri Efendi de katılır, dua eder ve bu esnada yüzlerce derviş ve orada bulunam Müslüman saatlerce gözyaşı döker. Başka tekkelerde ise muharremiye adı verilen edebî eserler mevlit gibi okunarak feyiz alınır. Ama asıl Hazreti Hüseyin’in Yezid tarafından şehit edilmesi gibi İslâm alemini sarsan bir trajedi yad edilir. Bunu şair de yad etmiş:

Bir melek etmede arş üzre bugün şöyle nidâ

Dinledim gûşuma gelmekte idi böyle sadâ

Eyle tecdîd-i elem mâh-ı Muharrem geldi

Firkat-i nâr-ı Hüseyin ile yanar arz u semâ


Ancak şunu belirtelim ki, gelenekteki Muharrem ayı âyinleri, tören ve etkinlikleri sadece Muharrem ayının 10. günü olan Aşure gününde değil de Muharrem ayı boyunca icra edilir. Aslına bakılırsa, bu uygulama kültürel boyutta hâlâ bugün de uygulanıyor, çünkü birçok yerde Bulgaristan Türkleri sadece Aşure günü değil de “Aş ayı” veya “Aşure ayı” anlayışına sahip. Bu sebeple bütün Muharrem ayı boyunca imkân buldukça hayır nâmına “aş urup” Aşure ikramında bulunanlar var. Demek ki, hâfıza hâlâ geldiği yeri unutmamış...

Pek tabiî, Muharrem ayı, sadece hüzün ve matem ayı değil. Bunun böyle olduğunun nişanelerinden biri ikram edilen aşurelerdir. Ama aynı zamanda biz biliyoruz ki, Muharrem ayı hicrî takvimin ilk ayıdır. Dolayısıyla Muharrem ayı, Peygamber Efendimizin Mekke’den Medine’ye hicret ederek yeni bir devlet ve gönül dünyasının temellerini atışını ve bu uğurdaki çileleri hatırlatır.

Ayrıca bu günler bize Muharrem ayının hürmetini, Aşure gününün değerini düşünme imkânı sağlar. Aşure gününü Hazreti Musa’nın Firavuna karşı zaferini anarak kutlayan Yahudi ve Hristiyanlardan haberdar olan Peygamber Efendimiz, geniş ufkuyla bir tavır sergiler ve der ki: “Biz bugünü anmaya, Hazreti Musa’nın zaferini kutlamaya daha lâyığız!..” Öyleyse onları taklit ederek bir gün değil, iki kutlamalıyız düşüncesiyle Aşure günü ile birlikte önceki veya sonraki gün de oruç tutularak kutlanmaya başlanır. Kutlamak, ama neyi, niçin ve nasıl kutlamak?...

Aşureyi yerken bunları da düşünmeliyiz...

Foto: freepik.com, arşiv


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Cuma öğleden sonra

Güreş, çok eskilere dayanan bir beden terbiyesi ve spordur. Farklı dönemlerde farklı şekillerde ve türüne göre kurallara uyularak yapılan bu spor Türkler tarafından çok rağbet görmüştür. Mertlik, cengâverlik, güç ifadesi ve gösterisi olarak görülen ve ferdî..

Eklenme 15.08.2025 14:00

Cuma öğleden sonra

İslâm dini, insan dünya ve ahiret saadeti ve huzuru, özellikle de ölümden sonra başlayan ve sonsuz bir hayat olan ahirette kurtuluş, güzel bir hayat ve yüce makamlar sağlamaktadır. Bunun gerçekleştirebilecek imkânları Allah Teâlâ insana sunmaktadır. Ama..

Eklenme 08.08.2025 14:00

Cuma öğleden sonra

İslâm dini, insana faydalı olan birçok şey gibi, ateşi de nimet olarak ele almaktadır. Çünkü ateş sayesinde insan ısınmaktadır, yemeğini pişirmektedir ve karanlıktan aydınlığa kavuşmaktadır. Böyle önemli bir nimet olan ateşi Kur’ân-ı Kerim..

Eklenme 01.08.2025 14:00