“Ayağını sıcak, mideni hafif, başını serin tut!” sözünü bilmeyen yok. Ayakların sıcak tutulması konusunda ise el yapımı örme çoraplardan iyisi yoktur.
Şumen’in Veliki Preslav bulvarında bulunan semt pazarında meyve ve sebze satan Didka, bir yandan malını över diğer yandan ise yünden çorap örer. Tezgahta ağız sulandıran kabak ve elmaların ve vitamin bombası diğer envai çeşit meyve ve sebzelerin yanı sıra çift çift asılı duran el emeği göz nuru çoraplar, biber dizileri ile birlikte ipte hafifçe sallanarak dikkat çekiyor.
Yün çoraplar için henüz erken değil mi? BNR Şumen Radyosu muhabiri Tsvetelina Georgieva’nın mikrofon uzattığı Didka, bu soru üzerine şöyle konuştu:
“Hava soğumaya başladı. Kalın çorap da bulundurmak lazım. Örgü çorap alanların çoğu eski nesil, yaşlı insanlardır. Gençler ilgi göstermiyor. Kış aylarında yün çoraptan iyisi yok. İpliğimi “Vılçi Dol” fabrikasından alıyorum, kalitelidir.”
Didka’nın satışa sunduğu çoraplar yün ve el işi olduğu için insanın hem ayağını hem içini ısıtıyor. Didka, bazılarını, tezgah başında, alıcı olmadığı zamanlarda ördüğünü söyledi:

“Çorapları kendi elimle, fırsat bulunca burada örüyorum. Ne yapayım! Zamanı iyi değerlendirmek lazım.”
Aynı zamanda hem satış hem örgü yapmak mümkün mü diye soracak olursanız, cevabımız da, evet, müşterilerin isteklerini yerine getiren, malı tartıp paranın üstünü veren Didka’nın işgüzar kocası sayesinde mümkündür şeklinde olur. İş günü sonunda eve toplandıklarında kadın, kendini yine kötü düşüncelere karşı en iyi ilaç olan örgü işine verir.
“Akşamları da evde iğnelerle örgü örüp zaman geçiriyorum. Çorapları annem ve nenemden öğrendiğim gibi beş iğne ile örüyorum. Kendim de yün çorap giyiyorum. Gençler ise satın alınma şeyleri tercih ederler. Parasını yırtık pantolonlara, delikli bluzlara harcıyorlar. Onlara kalın çorap lazım değil”.
Didka, radyomuza konuşurken el emeği çoraplara yurt dışından da talep olduğunu paylaştı:
“Yurt dışında örme çorapların değeri daha iyi bile bilinir. Yunanistan, Hollanda gibi ülkelere götürmek için çorap alan müşterilerim oldu.”
Hem ticaret hem örgü işinde mahir olan Şumen’li kadının ipliğe sabır katarak yarattığı mucizeler, gökkuşağı ile rekabet eden renkleri ile dikkat çekiyor. Didka’nın manav tezgahında taze meyve ve sebzeler, beyaz, bej ve gri gibi doğal olan ya da sarı veya mor gibi göz alıcı olacak şekilde boyanan iplikten örülen çoraplarla birlikte renk cümbüşü oluşturup göz kamaştırırken “Mideni hafif, ayağını sıcak tut!” sözünü hatırlatıyor.
Kaynak: Radyo Şumen
Söyleşi ve foto: Tsvetelina Georgieva
Çeviri: Ergül Bayraktar
Editör: Tanya Blagova
1 Ocak 2026 tarihi itibari ile Bulgaristan’da Avro’nun tedavüle girecek olması ile ilgili Bulgaristan vatandaşlarının tepkileri epey farklı. Bazıları korku ve kuşku duyarken diğerleri AB’nin tek para birimine geçilmesinden dolayı sevinçlidir...
Razgrad’ın Yasenovets köyünde uzun yıllar süren gayretler sonucu 8 sene kapalı kalan eczane, kapılarını yine halka açtı . Bir sonraki hedef, sağlık ocağının yenilenmesi ve haftada iki kere insanları muayene edecek olan uzman doktorların çekilmesi..
Veliko Tırnovo’da “Tsarevets” kalesinde ilk “Ses ve Işık” gösterisi, 1985 yılında yapıldı. Görsel ve işitsel show niteliğindeki temsil , iki yüzyıl süren Bizans hakimiyetinin ardından İkinci Bulgar Devletinin kurulmasına yol açan Petar ve Asen..