1945 yılı cinayetle başlar. 1 Şubat tarihinde temyiz hakkı olmadan üç vekil, 8 çar danışmanı, 22 bakan, 24. Halk Meclisinden 67 milletvekili, 47 general ve üst düzey subay idama mahkûm edilir. İdam cezası daha aynı akşam uygulanır. Mahkûmlar bir kamyonla Sofya mezarlığı yakınında düşen bir bombanın bıraktığı çukura kadar götürülür ve birer birer kurşuna dizilir.
Dünyaca ünlü tıp uzmanı doktor prof.Aleksandır Stanişev mahkûm edilenlerin ölümünü tespit etmek ister, diri, diri gömülen olmasından endişe eder. Son idam edilenin üzerinde teftişini yapraken profesör de bir kurşunla öldürülür. Cesetler, toprakla, külle örtülür, daha sonra üzerine çöplük yapılır. İdamlarla ilgili tek bir tutanak bile yok. Mahkûmlar son dilekten de mahrum bırakılır- yakınlarını, eşlerini, evlatlarını kucaklama şansı da verilmez. Yakınları ise, öldürülenleri son yolculuğuna uğurlama ve mezarlarını bilme haklarından yoksun kalır.
1945 yılında Halk Mahkemesi 11 122 mahkümla 135 dava açar. Bütün bu olayları ancak 1989 yılında komunizmin yıkılmasından sonra konuşmak mahkûm oldu. Yazar ve gazeteci Stefan Gruev’in açıklaması:
”Bütün kainatın patlak verdiği Nürnberg davasında 12 kişi idama mahkûm edildi. Bizde ise bu sayı ilk mahkemeinin ilk idam listesinde yer alan sayıydı. Bir toplu, isterik, sadistik, akıl almaz cinayet idi olanlar. Bütün bir katmanı yok etme çabası vardı. Yeni iktidarı riske koymamak için karşıt görüşlüler kurşuna diziliyordu. Bütün süreç Moskova’nın talimatı altında yapılıyordu. İlk günlerde ben bile, bu katliamın Bulgar işi olmadığı, Sovyet Stalin’in işi olduğu konusunda teselli ediyorduk kendimizi. Ancak cellatların çoğu Bulgar uyruklu Sovyet vatandaşı gözü dönmüş, işkencesever memurlardı”.
Moskova’dan gelen buyrukla cezalar önceden belirlenen yüzdelik oran ile verilir. Halk Mahkemesi duruşması arifesinde Komünist Parti Yönetim üyesi Vılko Çervenkov, Sovyet Parlamentosu milletvekili ve komünist parti başkanı Georgi Dimitrov’a telgraf yollar, rapor eder. Telgraf Rusça yazılı. “İdamlar 1 Şubat- Perşembe günü infaz edilecek. Milletvekilleri üyelerinden teklifim %70’inin idam edilmesidir”. Dimitrov’a gönderilen bu telgraftan da anlaşıldığı üzere, Halk Mahkemesi denilen yalan, aslında 9 Eylül’den sonra işlenilen cinayet ve idam katliamlarının yasallaştırılmasını amaçlayan bir yanılgıdır. Mahkeme, yargı ve temyiz olmadan 30 bin kişinin öldürüldüğü tahmin ediliyor. “En kötü düşmanlar” arasında gazeteci ve yazar Yordan Badev, Nenço İliev, Danail Krapçev ve Rayko Aleksiev var. Krapçev Gorna Cumaya’da sopa ve taşlarla öldürülür. Aleksiev ise, Sofya’da milis dairesinde idam edilir.
1945 yılı başında Adliye Sarayı mahkûmları toplamak için dar gelir. O yüzden davalara Sofya Üniversitesi’nde de bakılmaya başlanır. Bulgar generalleri, subaylar olmak üzere, 1878 yılında Osmanlı’ya karşı savaşta ölenlerden daha çok insan öldürülür. Komünistler 1 Şubat ile Nisan arasında 2 730 kişiyi idam eder.
Stefan Manov’un ağzından ceza kararını dinleyelim:
“9 Eylül arifesinde kurtuluştan sonraki kısa tarihinde 3. kez olmak üzere Bulgaristan muazzam bir felaket eşiğinde bulunuyor. Bulgar halkı faşist idaresini yenerek, 9 Eylül’de Vatan Cehpesini kurma gücünü kendinde bulmasaydı, özgür ve bağımsız ülkeler listesinden inecektir ve yok olmaya mahkûm edilecekti. Bundan önceki tüm milli felaketlere de baktığımızda Alman emperiyalizmin parmağı görülecektir. Alman istilacı politikasının balkanlardaki aracı Ferdinand ve onun vekilleri oldu. Bunlar hain, satılmış, şovinistik bir katmandı”.
1996 yılında Bulgaristan Cumhuriyeti Yüskek Mahkemesi Halk Mahkemesinin bir bölümünün cezalarını, delil eksikliğinden dolayı geçersiz sayar. 2011 yılından beri 1 Şubat günü Komünist rejim mahkûmları ve kurbanlarını anma günü oalrak kaydediyoruz.
Çeviri: Sevda Dükkancı
Ünlü araştırmacı, Fransız –Bulgar aydın Prof. Yuliya Krısteva’nın şöyle dediği anlatılıyor: ‘Blaga Dimitrova’nın bir hata olduğunu söylerler, hem bayan, hem şair ve aynı zamanda bu kadar mantıklı düşünen. Eleştirmenler onu ‘fazla düşünen, gözlemleyen’,..
Roma Katolik Kilisenin başı olan Papa 2. Jean Paul dünyanın farklı noktalarında 100’den fazla ziyaret gerçekleştirdi. Sinagoglar, camiler, protestan kiliselere giren ilk papa olan J ean Paul, insanlar arası ve dinler arası hoşgörü ve tahammül..
2001 yılında genel seçimler Bulgaristan siyaset sahnesi açısından dönüm noktası olur. Seçimlerin galibi iki kutuplu siyasi sisteme son verir. İkinci Simeon Ulusal Hareketi seçimleri kazanan yeni parti olur. Sürgünden dönen Bulgar Çarı Simeon..