“Ondan alabileceğimiz en önemli ders, her şeye ve herkese duyduğu sevgidir- çocuklarına, sanata, hayata, arkadaşlarına. Ailesinden aldığı bu sevgiyi etrafına saçar. Çok yoksul, sıradan insanlar olan ailesi, onun üzerinde son demlerine kadar, bir kuş anası gibi hizmet ettiler. Bu insanlar oğlunla gurur duydu. İki oda bir mutfak Kalişte köylerindeki küçük evde yaşarken, Sofya’da Fransız kolejinden okumak istediğini söylediğinde, oğullarına itiraz etmezler. Sofya’ya gelir aile veKrasno selo semtinden köydekinden küçük bir evde yaşamaya başlar. Tek amaçları oğullarını Fransız kolejinde okutmaktır”. Bunu anlatıyor Nevena ve Milena Andonovi kardeşler. Babalarını küçük yaşta kaybetmişler. “Babamız sanki zamanın içinden geçen ve enerji yayan bir sıradışı güçtü” diyor kardeşler. Metodi onların anılarında, her zaman mutlu, her zaman yaşam sevinci duyan ve hep çalışan, özledikleri babaları.
Metodi Andonov yönetmen yoluna Burgas “Adriana Budevska” tiyatrosundan başlar. O zamanlar başkentten oyuncular bile gelir, Burgas’taki tiyatronun başarısına şaşarmış. 50-60’lı yıllar oradaki tiyatro altın çağını yaşar. Metodi Andonov, Leon Daniel, Vili Tsankov ve Yuliya Ognyanova ekibi ise “muhteşem dörtlü” olarak üz kazanır. Modern Bulgar tiyatrosunun da kurucuları sayılır.
“Enstitüyü bitirince hemen Burgas’a gittim, diye anlatıyor Metodi. O zaman yaptığım piyeslerden, “Geratsite”, Çiçovtsi”,”Mutluluk izinde” gibi oyunlar var kafamda. 1959 yılında Sofya Hiciv ve Mizah Tiyatrosuna geldim. Buraya gelişim, tiyatro hayatımın dönüm noktası oldu. Buradaki çalışmaların ömür boyu tiyatrodaki kaderimi belirleyen yıllar oldu. Oyuncuları seviyorum, modern, çağdaş görüşlü oyuncuları seviyorum, modern olmasına rağmen, soğuk ve kalpsiz kalanları sevmiyorum”.
Metodi Andonov’un 1968 yılında “Byalata staya- beyaz oda” adlı ilk filmi çıkar. Bu film Andonov’a Varna’da “Altın gül” festival ödülünü kazandırır. Delhi film festivalinde de birinci olur. Tiyatroyu bırakarak, bundan sonra sinemaya yönelir.
Yazar Yordan Radiçkov onun için şöyle diyor: “Devamlı koşuyordu, hem adımlarla, hem de düşünceleriyle herkesi solluyordu”. Metodi Andreev yazar Radiçkov’un eserini tiyatroya uyarlayan kişi oluyor. “Sumatoha” adlı eserle Radiçkov’un ufku tiyatro sahnesi için de açılıyor.
Arkadaşları da onu enerjik ve gece, gündüz çalışan biri olarka hatırlıyor. Oyuncu Tatyana Lolova “Onunla kim çalıştıysa, şakağında devamlı atan damarını görmüştür. Devamlı hedefi on’dan vuran bir usta, hassas ve güçlü bir insan”, diyor onun için.
Bu enerjiyi filmlerinde de yakalamak mümkün. “Koziyat rog” filminden 40 yıl sonra bile film etkisini sürdürüyor. Şiddet ve aşk konulu eser, Bulgar sinema hayatının en parlak örnekleri arasına girdi. Varna, Karlovi vari, Chicago, Santaren film festivallerinden ödüller aldı. “Koziyat rog” filmi 1972 yılında Oscar adayı olan tek film özelliğini taşıyor. Yani şimdiye kadar bu adaylık listesine
“Film ve temsillerimin büyük bölümünde senaryoları hayatın içinden, insanlardan alıyorum. Bizim hayatımızıniçinden olaylar var. “Koziyat rog” filmi de eski bir olayı günümüze uyarladı. İzleyiciler o kadar etkilendi ve o kadar çok arıyorlardı ki bu filmi, demek ki günümüz insanını çeken bir yanı vardı. Bu da benim tek amacımdı. İzleyicinin beğenisini toplamak”.
Metodi Andonov 1974 yılında 42 yaşında hayata gözlerini yumdu. Tiyatronun en seçkin yönetmenlerinden ve oyuncularından biri. Profesöt unvanına sahip ve devlet oyuncu nişanı almış bir genç. Sofya’da bir sokak, Satiriçen Teatır’da bir salon ve doğduğu köydeki kültür merkezi onun adını taşıyor. “Koziyat rog” filmi de yıllardan beri ekrandan düşmüyor.
Çeviri: Sevda Dükkancı
Jan Videnov hükümetinin fiyaskosu ve Stefan Sofiyanski başkanlığındaki görev hükümeti sona erince, sosyal ve politik istikrar iyileşir ve Bulgaristan uluslararası kurumlar açısından güven tazeler.19 Nisan 1997’de Demokratik Güçler Birliği(SDS) çatısı..
Bu hafta “80 Haftada 80 Yıl” dizimizde başbakan Jan Videnov hükümetinin istifasına yol açan sebeplerinden biri olan banka iflaslarını anlatacağız. 1995 yılında patlayan tahıl krizinin yanı sıra sonraki yılda levanın değer kaybetmesi başladı ve..
Bulgaristan’ın en yeni tarihinde 2 Ekim 1996 günü, cinayete kurban giden ilk başbakanın öldürülmesiyle hafızalarda kalacak. Gerçi bundan yıllar önce yönetilen bir dava sonucu Bogdan Filov, Dobri Bojilov, İvan Bagryanov, Aleksandır Tsankov gibi başka..