Geçmiş, sırf resmi tarihi olaylardan ibaret olmayıp her birimizin olayları yaşayışını da içeriyor. “Benim Bulgar tarihim” projesi, bunu ispatlamayı amaçlıyor. Tarih kitaplarında yer bulmayan, nesilden nesile geçen ve dolayısıyla az bilinen olayların bir araya getirildiği sanal haritaya herkes kendi hikayesini de ekleyebilir.
Bulgaristan’ın değişik yerlerinde “Benim Bulgar tarihim” adı altında toplantılar düzenleniyor. Bu toplantılarda bir araya gelen yerli insanların anlattıkları, doğrudan platforma yükleniyor. Proje ekibinin üyesi Bojidar İvanov, inisyatifin hedeflerini şöyle anlattı:
“Ülkenin farklı yerlerinde toplantılar düzenlemeyi sürdüreceğiz, çünkü böylece anlatacak birçok hikayesi olan, fakat Internet’e erişim imkanı bulunmayan insanlara ulaşıyoruz. Eylül ayında Bansko ve Razlog’ta toplantılar yaptık, şimdi de Blagoevgrad’da toplantı tertip edeceğiz. Önümüzdeki aylarda ise Pleven ve Veliko Tırnovo’ya gideceğiz. Platformun eğitim aracı olarak kullanılmasını arzu ediyoruz. “Benim Bulgar tarihim” haritasının eğitim sürecine entegre edilmesi konusunda okullara danışacağız”.
Şimdiye kadar 300’ün üzerinde hikaye toplandı. Çoğu Bulgaristan’dan olmakla birlikte bazıları diğer devletlerdendir. Projenin hedef grubu yurt dışında bulunan Bulgarlar’dır, çünkü onlar da tarih haritasında yer bulabilecek önemli bilgi kaynağıdır. ABD, Kanada ve Güney Amerika’da oturan Bulgarlar’dan ve başka devletlere taşınan ünlü şahıslar hakkında bazı hikayeler platforma artık eklendi. Haritada da yeterince yer olduğu için zamanla gittikçe çok hikayenin eklenmesi bekleniyor.
Çeviri: Tanya Blagova
Önümüzü aydınlatan hakikat ışığının doğması için zaman zaman fikrilerin çarpışması normal ve gereklidir. Zira insan düşünen bir varlıktır ve doğal olarak düşündüğünü de söyleyecektir. Herkes fikirlerini paylaşınca farklılıklar ortaya çıkacaktır..
İnsanoğlu dünyada birtakım zorluklarla hep sınanmış, sınanmaya da devam edecektir. İnsan hayatının hikmetlerinden birisidir imtihan. Bu hakikate işaret babında Cenâb-ı Allah, çokça okuduğumuz Mülk/Tebareke suresinin 2. ayetinde şöyle buyurmuştur:..
Her ne denli yaşarsa bir kişi, Âkıbet ölmektir onun işi... Böyle özetleyip sonuca bağlıyor şair insanın dünya hayatını. Ve insan, istese de istemese de bu hakikatle bir gün muhakkak yüzleşiyor. Bu büyük hakikatle yüzleşmeyi ve sonrasını şair Yayhya Kemal..