‘İnanırım yetenekli Stanislav Stratiev dahi aramızda olsaydı hüznümüzü yatıştırıcı sözler zor bulabilirdi. Velko tiyatroda bayram havası yaratan artistlerdendi, her bir rolünde kendinden bir parça bırakan insanlardandı’. Bu sözleri kültür bakanı Vejdi Raşidov Velko Kıven’i son yolculuğuna uğurlarken söyledi. Stanislav Stratiev ise - ‘Orkestır bez ime’ - ‘İsimsiz orkestra’ filmindeki rolü özel olarak Velko Kınev için yazmıştı. Sözler Velko Kınev’in hayatıydı – sahnede ve ekranda. Başka kişinin sözleri , ama Velko onları öylesinde içinden geçiriyordu ki, onun oluyorlardı hem fethedici, hem hüzünlü hem ilham verici.
Velko Kınev aslında sinema ekranlarından ünlü olur.’Orkestır bez ime’(İsimsiz orkestra), ‘Matriarhat’(Anaerkil), ‘ Mıjki vremena’(Erkek zamanları), ‘Da obiçaş na inat’(İnadına sevmek), ‘Bon şans inspektore’(Bol şans amirim) başlıklı filmler bir kaç nesil vatandaşımız için unutulmaz eserlerdir. Hatta ‘Orkesır bez ime’ filmindeki ekip bu film en sevilen Bulgar filmlerinden biridir, filmin bir devamı için de bir araya gelme niyetindeydiler. Ama Velko bu güne eremedi.
Velko anlatıyor:
Velko Kınev dinlediğimiz söyleşiyi 1986 senesinde veriyor. O sırada ‘Da obiçaş na inat’ – ‘İnadına sevmek’ filminin çekimleri katılıyor. Bu filmdeki rolü için şöyle diyor Kınev: ‘Bu filmdeki rolüm, sinema ile gerçek tanışmam oldu. 1978 yılında Velko Kınev ‘İvan Vazov’ Halk tiyatrosuna giriyor, Radiçkov, Vazov, Çekov, Molier, Şekspir, Dostoevski’nin kahramanlarını canlandırıyor. 1994 yılında yönetmen İvan Dobçev’in Paskalya şarabı’ piyesindeki papaz Krıstü’nün rolü için ‘Askeer’ ödülünü aldı. 10 yıl boyunca oynanan bu piyesin sonunda izleyiciler devamlı göz yaşlarıyla çıkıyor salondan’ .
‘Konstantin İliev’in ‘Velikdensko vino’ piyesini üç kez üç değişik tiyatroda sahneledim.Her zaman da değişik aktörler ile. İvan Dobçev’in sahnelediğini görünce anladım ki, iyi piyes derin bir pınara benziyor.Su aldıkça daha da doluyor.’
2007 yılında Velko Kınev Sankt Petersburg’ta uluslararası festivalde ‘Monokıl’ tek kişilik oyun ile ikinci ödülü kazanıyor. 2 Ekim 2008 yılında kültür ve sanat alanındaki katkılarından dolayı ‘Aziz Kiril ve Metodiy’ ödülüne layık görülüyor. Aynı bu yıl 60. yıl dönümünü yeni bir tek kişilik oyun ile kutluyor. ‘On iki öfkeli monolog’ piyesindeki rolünden dolayı ‘Askeer’ ödülünü alıyor. Hayatında en büyük illüzyonu neydi sorusuna cevap verirken Velko Kınev şöyle diyor:
‘Ben kendimi tiyatro gibi çok güzel ve çok gerekli bir şeye adamış hissi ile yaşıyorum. Herkeste bu fantezi, sanattaki hayallere dokunma isteği olduğuna da hep inanmışımdır.’
Türkçesi: Müjgan Baharova
Alman “Die Welt” gazetesi Alexis Weissenberg’i tanıtırken: ‘Kendi zamanının en yakışıklı piyanistiydi. Zarif, gurur sahibi , biraz havalı , 1929 yılında sanki frak ile dünyaya gelmiş izlenimi veren biri” diye yazıyor. Sofya doğumlu piyanist kozmopolit..
“Dünyada olup bitenler bizi ilgilendiriyor. Gözlerimizi dışarıdaki problemlere kapadıkça, iç sorunlarımıza yönlendikçe, ufkumuzu daraltıyoruz ve böylece ülke içindeki sorunların çözümünde bile başarılı olamıyoruz. Bizi dış dünyayla bağlayan,..
Bulgaristan Prag baharı yaşamadı, Kadife devrimi yoktu, Dayanışma hareketi, Havel ve Valensa çapında sosyalizme karşı çıkan ve savaşan adamları da olmadı. Bunun esas nedenlerinden biri halk psikolojisinde gizli belki de ve 9 Eylül 1944 tarihinde..