Ülkemizdeki nüfusun hızlı bir şekilde azalması ile birlikte, bir ulus olarak Bulgarların yok olacağına dair tahminler temelsizdir. Bunu, Bulgar Bilimler Akademisi’nde demografik sorunları araştıran uzmanlar söylüyor ve Kurtuluş sonrası dönemde ülkemizde sadece üç milyon vatandaş olduğunu hatırlatıyorlar.
Ülkemiz, modern Avrupa trentlerinin arka planında nasıl görülüyor? Ülkemizde önemli olan nedir – nüfus artışı mı yaşam kalitesini iyileştirmek mi? Gelecekte sosyal tedbirlerin yönlendirileceği kullanılmayan insan kaynakları nelerdir? Nüfus ve İnsan Araştırmaları Enstitüsü’nün (Institute for Population and Human Studies at BAS) organize ettiği Disiplinler arası bilimsel konferansta Bulgar Bilimler Akademisi uzmanları bu ve daha birçok soru hakkında istişare etti. Forumda, doğum oranları, yaşlanma, ulusal kimlik, “savunmasız topluluklar” ve 19-20 yüzyılın demografik politikaları ile ilgili konular vardı. Bilimsel konferansı düzenleyen ekibin amacı hükümete teklif edilecek somut önlemleri tanımlamaktı.
Bu önlemler arasında mevzuat değişiklikleri, istihdam politikaları, çocuk bakımını iyileştirmek ve çok çocuklu ailelere destek konuları yer aldı. Uzmanlara göre, şu andaki nüfus azalımı ile, 2030 yılında ülkenin nüfusu ortalama 6 490 000 kişi olacak. Devletin alacağı önlem ne olursa olsun, şimdilik bu eğilim değiştirilemez.
Konferans esnasında Nüfus ve İnsan Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Antoaneta Hristova: “Bugün alınan önlemlerancak 2034 yılında sonuç verecek. 2040 yılından sonra nüfusun artmasına yönelik bir eğilim beklenebilir.” Prof. Antoaneta Hristova’ya göre, en önemli soru şu anda gelecekte işgücü piyasasının yüksek gereksinimlerini karşılayacak kaliteli insan sermayesi yetiştirmektir.
Bulgaristan’daki kaliteli işgücüne sahip çıkmak için önlemler almanın zamanı geldi. Yaşlanan nüfus göz önünde bulundurulduğunda, önerilen eylemlerin bir kısmı ileri yaştaki aktif insanların işgücü piyasasına katılımı ile ilgili. Prof. Hristova’nın sözlerine göre, yakında ülkemizde ciddi reformlar gerçekleşecek ve bunlar nüfusta gözlemlenen genel yaşlanma eğilimi karşısında ülkenin ortak Avrupa pazarında rekabetçi kalabilmesi yönünde olacaktır. Demografik süreçleri doğrudan etkileyen yüksek ölüm ve düşük doğum oranları gibi süreçlerin yanı sıra, bilim adamları Bulgaristan’daki bazı bölgelerde nüfusun azalmasına neden olan ekonomik göçü de önemli faktör olarak tanımladılar.
Nüfus ve İnsan Araştırmaları Enstitüsü’nde Doktora Öğrencisi Pavlina Stoyanova: “Göçten kaynaklanan demografik sorunlar ülkemizde çok ciddidir ve son 30 yıldır ülkeden ayrılan vatandaşların sebepleri neredeyse hep aynıdır” diyor ve devam ediyor: “1980’lerin ortasında “Büyük Gezi” olarak bilinen etnik göçün ardından, şimdiki göçün sebebi ekonomik. Göç eğilimlerinde AB ülkelerine yönelik değişim gözlemleniyor. O ülkelerde işgücü piyasasına kolay erişim olduğundan dolayı anlaşılabilir bir durumdur. Bulgaristan’daki akrabalara para göndermek göçün olumlu yönlerinden biridir. Gözlemlenen bir diğer önemli eğilim ise, AB ülkelerinde eğitim görmeye giden gençlerin sayısında yüksek artış. Günümüzde 20-30 yaş arası her üç gençten biri yurtdışında eğitim görüyor. Gençlerin bir kısmı mezun olduktan sonra ülkelerine dönme düşüncesi ile gidiyor. Ancak, geri dönen gençler bir dizi problemle karşı karşıya olduklarını söylüyorlar. Bir yanda düşük maaşlar, diğer yanda ise Bulgar işverenlerin halkın entelektüel ve zihinsel potansiyeline karşı farklı tutumları yer alıyor. Ayrıca, gençler Bulgaristan’daki farklı örgütlenme ve düşük işgücü verimliliğini de işaret ediyorlar. Diğer bir olumsuz olgu ise, ailelerin yurtdışına göç etmesi ve oraya kalıcı olarak yerleşmesidir. Yurtdışına gidip emeklilik maaşına gelir katmak için orda çalışmayı tercih eden emekli yaşında insanların oranı da artış gösteriyor.”
Çeviri: Özlem Tefikova
Son haftalarda otokton (yerli) koyun c insleri yetiştiren bir hayvancı ailesinin içinde bulunduğu durum, kamunun dikkatini üzerine çekti. İnsanlar, Meclis’teki tiyatroyu ve siyasette üstünlük kavgalarını izlemeyi bırakıp Velingrad’lı bay..
Almanya’nın Stuttart şehri merkezli Bulgar Kültürü Derneği, kuruluşunun 20. yıldönümünü “20 Yıldır Martenista” konulu konserle kutluyor . BTA’nın haberine göre resmi etkinlik, 7 Aralık günün Almanya saati ile saat 17:00’de başlayacak. Konsere..
Göz kamaştıran Noel süsü, müzik, salıncaklar, tatlılar ve el yapımı anmalıklarla dolup taşan rengârenk tezgahlar ... Bütün bunlar etrafımızı saran krizleri, savaşları ve kargaşayı en azından kısa süreliğine unutarak içimizi ısıtan Noel ve Yılbaşı..
Blagoevgrad bölgesinin kültürel ve tarihi yerlerini tanıtım girişimleriyle tanınan Aleksandrina Pandurska’a göre el emeği örgü işi yeniden canlanmayı ve..
Camdan yapılan Yılbaşı süsleri, el yapımı göz nuru, tek ve eşsiz oldukları için insanın içini ısıtan çocuksu sevinç kaynağıdır . Gümüşümsü..