Covid-19 pandemisi, dünyanın gündeminde birinci sırada yer almaya devam ediyor, ancak daha ilk vakaların görülmesinde Avrupa kurumlarının geciken tepkileri AB vatandaşlarını koruma yönünde zayıf olduklarını gösterdi. Bu bağlamda yıllardan beri derinleşen birçok sorun da ortaya çıktı.
Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular Grubu tarafından düzenlenen tartışmada konuşan Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Krasimir Karakaçanov, şunları söyledi:
“Avrupa’daki kriz, asırlar boyunca bütün dünyaya örnek olacak bir demokrasi olarak inşa edilen Avrupa’nın temellerinde yatan fikir ve değerlerin sessizce ve yavaşça değiştiriliyor olması ile ilgili. Sırf değişim olsun diye, bazı çevrelerin getirdiği değişimler ulus devletlerin bağışıklık sistemlerinin zayıflamasına neden oldu.”
Ayrıca VMRO-BND lideri de olan Krasimir Karakaçanov şunları belirtti: “Pandemi bizlere, milyonlarca insanın sağlığı ve hayatı söz konusu olduğunda bile korporatif ve ekonomik çıkarların galip gelebileceğini, zenginlerin diğerlerinin aleyhine daha zengin olabileceğini gösterdi.”
Yine VMRO partisinden AP milletvekili Angel Cambazki ise, “AB’nin Avrupa halkları için tipik olmayan değer ve politikaları uygulamaya mı devam edeceğini, yoksa temellerinde yatan değerlere geri mi döneceği konusunda seçim yapma zamanıdır” dedi ve devam etti:
“AB, ulus devletlerin birliği olmalı. Hiç şüphesiz, bizim mücadelemiz devletlerin başkentlerinde egemenliklerinin korunması yönünde olacak. tanıdığımız, gördüğümüz, bildiğimiz ve katılmak istediğimiz AB’nın fikri de bu. Bizim için AB’nin geleceği, daha fazla güvenlik, dış sınırların daha fazla korunması, kayıt dışı göçe izin verilmemesi, küçük ancak çok “gürültülü” devletlerinde azınlık olarak tanımlanan
birtakım grupların bize yolumuzu göstermelerine ve devletlerimizin nasıl gelişmesi gerektiğini söylemelerine izin vermemektir.”
Psikiyatrist Lübomir Kanov ise, AB’de başka bir sorun olan “toplumu belirsizleştirmeye götüren birtakım steryotiplerin empoze edilmesi denemesidir”. Lübomir Kanov, sözlerine devamla şunları söyledi:
“İnsan üzerindeki kontrol onun dili ve düşüncesini kontrol etmekle başlar. Komunizmin yapmak istediği, baskı aracılığı ile insanların beyinlerinden yanlış düşünceleri koparıp sökmekti. Bugün ise, özgürlük olarak maskelenen Orwell modeli, korkuyu ve utancı kullanarak, bunların yardımı ile gençlerin beyinlerinde bir sahte özgürlük aşılıyor.”
Lübomir Kanov’a göre, bütün bunlar genç beyinlerde erozyon ve ulusal aidiyet hissi yoksunluğuna götürmekte.
Yakın Doğu, Asya, Afrika’dan AB’ye gelen kayıt dışı göçmenler konusunda muhafazakar bakış açısı AB’nin “fikri selimi” olmakta.
Bu insanların yaşam biçimleri, davranışları hiçbir şekilde Avrupa normlarına uyum sağlamıyor. Böylece, hiç farkedilmeden göçmen dalgaları AB içindeki ülkelerin dayandığı kimlik, gelenekler ve görenkler sütünları için temel tehlike haline geldiler.
Bu bağlamda VMRO partisi, “Birleşmiş Vatanseverler” koalisyonundan milletvekili Mariya Tsvetkova güvenliğe vurgu yaptı:
“Avrupa’da, kayıt dışı göçmenler tarafından tehdit edilen, saldırıya uğrayan grup kadınlar. Göçmenler, geleneksel Avrupa ailesi için de tehdit oluşturuyor. Buraya gelerek onlar entegre olmak ve Avrupa normlarına uymak isttemiyorlar. Burada kadın haklarını savunduğunu belirten İstanbul anlaşmasını destekleyen bütün liberal çevrelerin ikiyüzlülüğünü görüyoruz. Ancak aynı zamanda, bu çevreler kayıt dışı göçmenlerin statüsü ve haklarını savunmada ilk sırada yer alıyor.”
Fotoğraflar: BGNES- arşiv
Çeviri: Özlem Tefikova
Varshets şehrinin merkezinde yeni bir müzikli danslı fıskiye kuruldu. Fıskiye sistemi, hareketli su koreografisi, ışık efektleri ve bölgenin doğal zenginlikleri - Balkan Dağları'nın mineral kaynakları ve nehirlerinden esinlenen melodileriyle büyük ilgi..
“Tarih Sayfaları” köşesinde Bulgaristan’daki Türkler için önemli kurumların tarihçesine, tarihte iz bırakan şahsiyetlerin hayatı ve dikkat çekici olay ile meselelere mercek tutmaya devam ediyoruz. Bu bağlamda Bulgaristan’daki Türklerin..
Belogradçik kenti 26-29 Haziran tarihleri arasında geleneksel "Byal muj" (beyaz adam) yemeğine adanmış ilk festivale ev sahipliği yapıyor. Bu otantik lezzet, Bulgaristan'ın kuzeybatı bölgelerine ve komşu Sırbistan topraklarına yayılmış bir etnik grup..