Allah, mahlûkatın en şereflisi olarak yarattığı insanı sayısız nimetlere donatmıştır. Bu nimetlerin başında su gelmektedir. Hatta su insanın hayat kaynağıdır. Zira insan su ile toprak karışımından yaratılmış ve insanın bedeninin çoğunu su teşkil etmektedir. Bundan da öte, hayatını sürdürmesi için insanın ve umum olarak insanlığın suya ihtiyacı vardır.
Su, berekettir. Gökten yağan yağmurlar toprakla buluşunca canlanma, yeşillenme görülmektedir. Bunun sonucunda toprakltan beslenen canlılar sevinmekte, hayatını toprakla haşır neşir olarak geçiren insanın yüzü gülmektedir. Zira yağmurun dokunduğu yerlerde bolluk ve bereket olmaktadır.
Su, aynı zamanda temizliktir. Temizlik ise zindelik ve sağlık demektir. Su insanı fizikî olarak temizleyip pakladığı gibi, manevî bakımdan da arıtmakta ve insanın saflıktan ibaret olan fabrik ayarlarına döndürmekte ya da yaklaştırmaktadır.
Bü ve benzeri sebeplerle Allah ve emriyle Rasulüllâh (s.a.s.) Kur’ân-ı Kerim’de ve hadislerde suyun özelliklerine vurgu yapmışlar, suyun kamusal özelliğini itinayla korumuşlar su kaynaklarının korunmasını, suyu iktisatlı kullanmayı emretmişler ve her fırsatta teşvik etmişlerdir. Bunun sonucunda bir su medeniyeti de diyebileceğimiz İslâm medeniyeti meydana gelmiştir.
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
1908 yılının 22 Eylül tarihinde Bulgaristan’ın bağımsızlığı ilan edildi. Bulgaristan’ın tarihinde tek başına gerçekleştirilen en cüretkâr eylem olan Doğu Rumeli ile Bulgaristan Prensliği’nin Birleşmesi’nden otuz yıl sonra Bulgarlar bir kez..
21 ve 22 Eylül tarihlerinde Sofya’nın konukları ve sakinleri Büyük Konstantin’in oğullarından biri olan II. Konstantius’un hükümdarlık sürdüğü dönemin tarihi dokusunu yansıtan bir etkinliğe katılabilir. Geç antik çağının yeniden canlandırıldığı..