Maddî bir karşılık beklemeksizin başkalarına devamlı yardım etmeyi hedefleyen vakıf anlayışı, İslâm'ın oluşturduğu, Türklerin zirveye çıkardığı bir medeniyet anlayışıdır.
Allah rızasını gözeterek bir malın sahibi tarafından din, toplum ve hayır lehine bir amaçla sonsuza kadar tahsis edilmesi, Allah adına ve insanlığın yararına hapsedilmesi, şahsî kullanımının durdurulması vakıf demektir. İslâm hukukunun bir bölümünü teşkil eden vakıf, belirli kurallar çerçevesinde yapılan bir hayır türüdür.
Bu malî ibadet türü, "Sevdiğiniz şeylerden Allah yoluna harcamadıkça hakikî mânada iyiliğe ulaşamazsınız" ayetinin ruhuna dayanır. Peygamber Efendimizin "İnsan öldükten sonra amel defteri kapanır, sevap ve günah yazılmaz. Ama şu üç şey bundan hariçtir, yani sevap yazılmaya devam eder: Toplum faydasına olan sadaka-i cariye, faydalı ilim ve dua edecek salih evlât". sözleri ise sadaka-i cariye ifadesiyle kesintisiz hayır anlayışını, dolayısıyla vakıf anlayışını inşa etmiştir. Nitekim Peygamberimiz ilk vakfın kurulmasını sağlamış, önde gelen sahabîleri Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazreti Ali gibi zirve şahsiyetler vakıf kurmada öncülük etmişlerdir.
Bundan sonra geniş bir vakıf hukuku oluşarak vakıfların kuruluşu/tesisi, şartları/şurûtu, idaresi, kaydedilmesi/tescili gibi hususlarda çok dakik kurallar konmuş, hem pratik hem de teorik bakımdan zengin bir vakıf külliyatı oluşmuştur. Bir parantez açarak vakıf hukuku konusunda çok önemli bir ilmì şahsiyet olarak Karînâbâdî (Karnobatlı) Ömer Hilmi Efendi ve "Ithâfü''l-ahlâf fî ahkâmi'l-evkâf" adlı köşetaşı eserini zikretmek faydalı olur.
Zaman içerisinde İslâm aleminde vakıf konusu o kadar çok gelişmiş ki, bir vakıf medeniyeti oluşmuş ve ondan birçok insan ve yaşadıkları toplumlar istifade etmiştir. Öyle ki bugün devlet kurumları ve belediyelerin yaptığı veya yapmaları istenen birçok hizmeti vakıflar sunmuştur. Ve bu yapılırken gönüllü olarak hayır anlayışı içerisinde yapılmış ve halâ yapılmaktadır.
Vakıf anlayışını daha iyi anlamak için şu tespite kulak verelim: "Vakıflar sayesinde bir adam, vakıf bir evde doğar, vakıf bir beşikte uyur, vakıf mallardan yer ve içer, vakıf kitaplardan okur, vakıf bir mektepte hocalık eder, vakıflar idaresinden ücretini alır, öldüğünde vakıf bir tabuta konur ve vakıf bir mezara gömülür".
Vakıflar konusunda bir zirveye işaret bu sözlerin günümüzde de yansımaları var. Kısa bir zaman önce Balkan ülkelerinde varlığından haberdar olduğum İslâm vakıfları arasında "Green Vakf", kanser hastası çocukların velilerine kalacak yer sağlama vakfı gibi uygulamalar geleneksel vakıf ruhunun günümüz şartlarında da toplumun ihtiyacına göre varlığını sürdürdüğünü göstermektedir.
Tarih boyunca insanlar arasında kısa yoldan, çaba sarf etmeden, kolayından para kazanmayı, zengin olmayı isteyenler olmuştur. Bunu birtakım şansa dayalı yollarla elde etmeye çalışanlar da hep bulunmuştur ki, bu tür oyunlara genel olarak kumar..
“6 Mayıs Cesaret Günü ve Bulgar Ordusu Bayramı’nı kutladığımız b ugün da, ziyaretçilerimize açık hava sergimizdeki belki de en ilginç üç makineyi görme fırsatı sunacağız. Konuklarımız, Mi-2 ve Mi-8 helikopterleri n ve 2K 52 Frog “Luna-M” füze..
İslâm dini, insanın beden ve ruh sağlığını korumayı temel bir ilke olarak benimseyen bir ilâhî nizamdır. Bu amacını gerçekleştirmek için zarurât-ı hamse denen canı, dini, aklı, malı ve nesli korumayı esas alan kurallar koymuştur. İnsanın..