Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2025 Tüm hakları saklıdır

Baba yadigârı arı kovanı

Hitrino köyünden Mustafa İbram: 100 yıl 6 ay yaşayan babam bal kavanozunu yanından ayırmıyordu

Photo: özel arşiv

Bir arı kovanı – Şumen’in Hitrino köyünden Mustafa İbram’ın babası Apturaman’dan miras aldığı en değerli şeylerden biri budur. 100 yıl 6 ay yaşamış olan dede, arı balı olmadan sofraya oturmazdı. Ondan örnek alan oğlu da şimdi aynısını yapar.

Daha evvel büyük sayıda kovanı bulunan Apturaman dede, hayatının sonuna doğru sayısını önce 15’e, Hitrino’daki tren kazasından sonra ise 7’ye azalttı. Kendine tek bir kovan bırakan oğlu ise arıların bu yıl gibi kuraklık bir senede bile 20 kilogram ürün verdiklerini ve bu miktarın şifa kaynağı niyetine kullanılmak için yeterli olduğunu anlattı. Eskiden arıcılara tanınan ayrıcalıkların artık kalmadığını öne süren Mustafa, Türkiye’de de yaşamış olduğunu fakat yerinin burada olduğunu hissettiği için Bulgaristan’a döndüğünü anlattı. Bütün hikayeyi Şumen Radyosu’ndan iş arkadaşımız Tsvetelina Georgieva’nın röportajı ile aktarıyoruz.

Mustafa İbram, 76 yaşında olduğunu göstermiyor. Belki de 100 yaşına kadar yaşamış olan bir babanın oğlu olduğu ve uzun ömür reçetesini ondan miras aldığı içindir. Uzun yaşam reçetesini sorarsanız, çok basittir – arı balı. Hitrino köyünden Apturaman dedenin hayatında arı ürünü bir an olsun eksik olmadı. Önce tek başına 50 kovana bakan adam, zamanla sayısını 15’e indirdi. Oğlu ise miras olarak aldığı tek bir kovanın sahibi olmaktan mutlu. Mustafa, aynen babası gibi kendisinin de bal kavanozunu yanından hiç ayırmadığını paylaştı:

“Sabah, öğlen, akşam bir iki kaşık bal yiyor, ya da ekmek diliminin üzerine sürüyorum. Şeker hastalığı açısından da sakıncası yok. Balda şeker yok, çünkü arı, iksiri çiçekten alır. Biz şurup vermeyiz” diyen kovan sahibi, balın uzun ömür kaynağı olup olmadığı sorusunu şöyle yanıtladı:

“Olabilir. Uzmanlar faydalı olduğunu söylüyor. Ne kadar faydalı olduğunu bilmem, ama babam balsız kalmazdı. Oysa kendisi hep ağır işlerde çalıştı. İnşaatçıydı. Buna rağmen 100 yıl 6 ay yaşadı.”

Yılın kurak olmasına rağmen işçi arıların 20 kilogram bal verdiğini anlatan eski madenci, hem Bulgaristan’da hem Türkiye’de yaşamış olduğunu paylaştı ve eskiden ülkemizde arı yetiştiricilerinin ayrıcalık sahibi olduklarını hatırlattı

“Bıldır, birçok insanın arıları öldü, ama devletten hiçbir şey almadılar. Arıcılara sigorta tanınmıyor. Oysa babama zamanında bu gibi durumlarda ödemeler yapılırdı. Günümüzde sık sık zehirlemeler olur. Özel sektörde herkes tarlasına gübre atar, bilinçli ya da bilinçsiz şekilde arıları zehirler. Geçmişte ise Drentsi köyü tarafında uçakla yapılan zirai ilaçlama sonucu arılar zehirlenince TKZS ödemeler yaptı. O dönemde 1. sınıf balın fiyatı 3,80’di. Diğer sınıflar ise 3 levadan, 3 leva 20 stotinkadan alınırdı. 5 tonun olsa dahi, numune alınıp sınıflandırma yapılınca bal toptan alınıp parası hemen ödenirdi. Arıcıların ihtiyacı olan şeker ve petekler indirimli verilirdi, arıcılara ayrıcalık tanınırdı. Şimdi ise balı olan pazara çıkıp kavanozları tek tek satmak durumunda. ”

Apturaman dedenin paha biçilmez yadigârı olan kovanı Mustafa’dan miras alacak kimse var mı acaba?

“Yok. Oğlum 4 yıldır İngiltere’de. Bence hiç dönmeyecekler. Türkiye’de dairem var. Boş duruyor. Bizden sonra bu ev de boş kalacak, ya da satılacak. Birbirinden örnek alan gençler yurt dışına gidiyorlar” diyen Mustafa, hayat Türkiye’de mi yoksa Bulgaristan’da daha güzel sorusu üzerine şöyle konuştu:

“Ben burada iyiyim. 32 yaşıma kadar burada yaşadım. Türkiye’de kötü müyüm? Değilim. Emekliliğim var. Dairem var. Ama ben burada iyiyim. Her kuş, yeri neredeyse orada cıvıldar.”

Kaynak : BNR Şumen Radyosu

Röportaj : Tsvetelina Georgieva

Çeviri : Tanya Blagova

Foto: Şumen Radyosu




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Bulgaristan'daki beş kelebek türünden birinin nesli yok olma tehlikesi altında

Büyüleyici renkleri, narin ve zarif süzülüşleriyle neredeyse farkedilmez kelebekler gece gündüz, şehirde ve köyde etrafımızdaki her yerdeler. Ancak zoologlar, son yıllarda Bulgaristan da dahil olmak üzere Avrupa ülkelerinde görülebilen kelebeklerin sayısı..

Eklenme 06.07.2025 06:10
Birinci Milli Türk Kongresi müteşebbis heyeti

1878-1944 döneminde Bulgaristan’daki Türklerin milli varlık ve benlik mücadelesi

1877-1878 Osmanlı - Rus Savaşı'ndan sonra yaşanan büyük göç dalgası neticesinde Bulgaristan’daki Türklerin alim ve ileri gelenlerin büyük bir kısmının Bulgaristan topraklarını terk etmesi üzerine g eri kalan Türk ve Müslüman nüfus, varlığını..

Eklenme 06.07.2025 05:05

Primorsko'da Yaz Festivali başlıyor

Bulgaristan'ın en uzun soluklu yaz festivallerinden biri Karadeniz kıyısındaki Primorsko tatil beldesinde gerçekleşiyor. Prim Fest 2025, üç ay boyunca sakinlerine ve turistlere geniş bir yelpazede farkl ı türleri içeren müzik..

Eklenme 05.07.2025 05:05